Önder GÜZELARSLAN
Köşe Yazarı
Önder GÜZELARSLAN
 

İMANÎ BİR SORUMLULUK KOMŞULUK

İMANÎ BİR SORUMLULUK KOMŞULUK İçinde yaşadığımız yüzyılda özellikle büyükşehirlerde yaşayanların kaybetmek üzere oldukları önemli bir değerimiz hasletimiz var, ‘komşuluk’. Hatta öyle ki bugün bu değerimizi tamamen kaybettik desek yanılmış olmayız. Komşuluk para ile de ölçülemeyecek bir değerimizdir. Bugün büyükşehirlerde apartman binaları arasına sıkışmış insanoğlu hayatın gailesi içinde ne hazindir ki komşuluğu da unuttu gitti. Yalnızlık sadece Allah’a mahsus bir durumdur. İnsanlar yaşadıkları süre içinde her zaman birilerine ihtiyaç duymaktadır. İnsan bir ailesi olsun ister. Komşuları, eşi, dostu ve akrabaları olsun ister. Yaşam da bunların varlığı ile zaten anlam kazanmaktadır. İnsanlar tanışarak birbirleriyle kaynaşarak, güzel ilişkiler kurarak, birbirlerine yardımcı olarak hayatlarını kolaylaştırma yoluna giderler. Komşuluk ilişkileri özellikle köy ve kasaba gibi küçük yerleşim bölgelerinde sosyal dayanışma açısından önemli olduğu gibi, ailelerin huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da önemlidir. İyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahiptir. O nedenle komşular ile daima iyi ilişkiler kurulmalıdır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) komşuluk üzerine şöyle buyurmuştur:. “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik etsin.”. “Komşuna iyilik yap ki mü’min olasın.” Bu Hadis-i Şeriflerden de anlaşılacağı üzere komşunun komşuya karşı sorumluluğu dinimizde çok önemlidir. Zira atalarımızda şu manidar sözleriyle komşuluğun ne kadar önemli olduğunun altını çizmişlerdir. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”. İnsanoğlunu her daim birbirlerine ihtiyaç duymaktadır. Bugün maalesef büyükşehirler de yaşayanlar komşuluk kültüründen uzak bir yaşam sürmeyi tercih etmektedirler. Ya da büyükşehrin hengâmeli yaşamında komşuluğa değer verecek zaman bulamaktadırlar. Çoğu zaman apartmanlarda sürdürülen yaşam da komşular birbirleriyle ancak asansörlerde karşılaşmakta ve ancak olursa kısa selamlaşma yapılmakta çoğu zaman selamlaşma bile yapılamamaktadır. Küresel dünya insanları değirmende buğday öğütür gibi öğütüyor. İnsanlar birbirine değer vermekten o kadar uzaklaştılar ki, artık yeni dünya düzeninde herkes bireysel yaşamı tercih eder oldular. Halbuki yüce dinimiz bize komşuluğu o kadar güzel anlatmış ki komşunun aç olarak sabahlamasını bile uygun görmemiş. “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” düsturu ile komşulara sahip çıkılmasını vurgulamıştır. Müslüman bir kişi komşusundan kendisine gelecek her türlü makul talebi yerine getirmelidir. Kısacası komşusunun elinden tutmalı, her türlü acı tatlı gününde yanında olmalıdır. Komşuya ikram da bulunmalı ve komşunun hakkını gözetmelidir. Komşuya eziyet verecek ve onu üzecek her türlü davranıştan uzak durulmalıdır. Kişinin dünya hayatında saadetine vesile olacak, ahirette ise kendisi hakkında şahitlik yapacak iyi bir komşuyu seçmesi gerekir. Bu durum kişi için oldukça önemlidir. Bu durumu anlatmak için atalarımız da “Ev alma komşu al” diye ifade etmişlerdir. Yine bu durumla alakalı rahmet peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) şunu söylemiştir: “Ev satın almadan önce komşuların nasıl olduğunu araştırın, yola çıkmadan önce, yol arkadaşlarınızı seçin!”. Komşuluğun anlam ve önemini yazar Bestami Yazgan büyüğümüz bir şiirinde şöyle ifade etmektedir. “İyi gününde ilgisiz Kötü gününde kaygısız Komşuya karşı saygısız Olmak kul hakkı değil mi?” Her ne kadar günümüzde hızla şehirleşmenin getirdiği yapılaşma ile şehirlerde yapılan beton çok katlı binalar, iş hayatındaki değişimler komşuluğun ikinci plana itilmesine sebep olsa da biz yine de komşuluğu sürdürebilmenin yollarını bulmamız gerekir. Komşuluk ilişkilerini sürdürebilir kılmanın yolu da insanın önce kendisine sonra da komşusuna saygı duyması ile mümkündür. Önder Güzelarslan
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2022 - Pazar

İMANÎ BİR SORUMLULUK KOMŞULUK

İMANÎ BİR SORUMLULUK KOMŞULUK İçinde yaşadığımız yüzyılda özellikle büyükşehirlerde yaşayanların kaybetmek üzere oldukları önemli bir değerimiz hasletimiz var, ‘komşuluk’. Hatta öyle ki bugün bu değerimizi tamamen kaybettik desek yanılmış olmayız. Komşuluk para ile de ölçülemeyecek bir değerimizdir. Bugün büyükşehirlerde apartman binaları arasına sıkışmış insanoğlu hayatın gailesi içinde ne hazindir ki komşuluğu da unuttu gitti. Yalnızlık sadece Allah’a mahsus bir durumdur. İnsanlar yaşadıkları süre içinde her zaman birilerine ihtiyaç duymaktadır. İnsan bir ailesi olsun ister. Komşuları, eşi, dostu ve akrabaları olsun ister. Yaşam da bunların varlığı ile zaten anlam kazanmaktadır. İnsanlar tanışarak birbirleriyle kaynaşarak, güzel ilişkiler kurarak, birbirlerine yardımcı olarak hayatlarını kolaylaştırma yoluna giderler. Komşuluk ilişkileri özellikle köy ve kasaba gibi küçük yerleşim bölgelerinde sosyal dayanışma açısından önemli olduğu gibi, ailelerin huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da önemlidir. İyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahiptir. O nedenle komşular ile daima iyi ilişkiler kurulmalıdır. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) komşuluk üzerine şöyle buyurmuştur:. “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik etsin.”. “Komşuna iyilik yap ki mü’min olasın.” Bu Hadis-i Şeriflerden de anlaşılacağı üzere komşunun komşuya karşı sorumluluğu dinimizde çok önemlidir. Zira atalarımızda şu manidar sözleriyle komşuluğun ne kadar önemli olduğunun altını çizmişlerdir. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”. İnsanoğlunu her daim birbirlerine ihtiyaç duymaktadır. Bugün maalesef büyükşehirler de yaşayanlar komşuluk kültüründen uzak bir yaşam sürmeyi tercih etmektedirler. Ya da büyükşehrin hengâmeli yaşamında komşuluğa değer verecek zaman bulamaktadırlar. Çoğu zaman apartmanlarda sürdürülen yaşam da komşular birbirleriyle ancak asansörlerde karşılaşmakta ve ancak olursa kısa selamlaşma yapılmakta çoğu zaman selamlaşma bile yapılamamaktadır. Küresel dünya insanları değirmende buğday öğütür gibi öğütüyor. İnsanlar birbirine değer vermekten o kadar uzaklaştılar ki, artık yeni dünya düzeninde herkes bireysel yaşamı tercih eder oldular. Halbuki yüce dinimiz bize komşuluğu o kadar güzel anlatmış ki komşunun aç olarak sabahlamasını bile uygun görmemiş. “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” düsturu ile komşulara sahip çıkılmasını vurgulamıştır. Müslüman bir kişi komşusundan kendisine gelecek her türlü makul talebi yerine getirmelidir. Kısacası komşusunun elinden tutmalı, her türlü acı tatlı gününde yanında olmalıdır. Komşuya ikram da bulunmalı ve komşunun hakkını gözetmelidir. Komşuya eziyet verecek ve onu üzecek her türlü davranıştan uzak durulmalıdır. Kişinin dünya hayatında saadetine vesile olacak, ahirette ise kendisi hakkında şahitlik yapacak iyi bir komşuyu seçmesi gerekir. Bu durum kişi için oldukça önemlidir. Bu durumu anlatmak için atalarımız da “Ev alma komşu al” diye ifade etmişlerdir. Yine bu durumla alakalı rahmet peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) şunu söylemiştir: “Ev satın almadan önce komşuların nasıl olduğunu araştırın, yola çıkmadan önce, yol arkadaşlarınızı seçin!”. Komşuluğun anlam ve önemini yazar Bestami Yazgan büyüğümüz bir şiirinde şöyle ifade etmektedir. “İyi gününde ilgisiz Kötü gününde kaygısız Komşuya karşı saygısız Olmak kul hakkı değil mi?” Her ne kadar günümüzde hızla şehirleşmenin getirdiği yapılaşma ile şehirlerde yapılan beton çok katlı binalar, iş hayatındaki değişimler komşuluğun ikinci plana itilmesine sebep olsa da biz yine de komşuluğu sürdürebilmenin yollarını bulmamız gerekir. Komşuluk ilişkilerini sürdürebilir kılmanın yolu da insanın önce kendisine sonra da komşusuna saygı duyması ile mümkündür. Önder Güzelarslan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.