Önder GÜZELARSLAN
Köşe Yazarı
Önder GÜZELARSLAN
 

TAŞIN OĞLU VE AZİM

<p>Şafi&icirc; mezhebinin b&uuml;y&uuml;k fıkıh alimlerinden olan İbn Hacer el-Askalani Hazretleri&nbsp; &ldquo;taşın oğlu&rdquo; anlamına gelen &ldquo;İbn Hacer&rdquo; lakabıyla anılması bazı kaynaklarda ş&ouml;yle bir olaya dayandırılarak anlatılmaktadır:</p> <p>Rivayete odur ki; &Ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşlarda iken ilim tahsiline başlayan İbn Hacer, dersleri anlamakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekmekte, arkadaşlarından geri kalmaktadır. Bu durum onun &ouml;ğrenme arzusunu giderek k&ouml;reltmektedir. Kafasının kalın olduğuna h&uuml;kmederek tarla işleriyle uğraşmak &uuml;zere k&ouml;y&uuml;ne d&ouml;nmeye karar verir. Kararını hocasına s&ouml;yleyerek ondan m&uuml;saade ister. Hocası ne kadar uğraştı ise onu bu kararından d&ouml;nd&uuml;remedi.</p> <p>Sıcak bir yaz g&uuml;n&uuml; k&ouml;y&uuml;ne d&ouml;nmek i&ccedil;in yola koyulmuş ve iyice yorulduğu bir demde karşısına &ccedil;ıkan bir mağaranın serinliğinde dinlenmek i&ccedil;in, mağaraya girer. Yaz sıcağında sığındığı bu mağaranın tavanından belli belirsiz bir su sızmaktadır. Sızıntının &ccedil;ıktığı noktada biriken damlalar dakikalar sonra artık tutunamayacak kadar b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;nde k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir damla olarak yerdeki taşın &uuml;zerine d&uuml;şmektedir.&nbsp;</p> <p>İbn Hacer&rsquo;in g&ouml;z&uuml; damlanın d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; taşa takılır. Damlaların etkisiyle taşın oyulduğuna şahit olur. Oysa taş sert, su damlası ise ipek kadar yumuşaktır. Buna rağmen bu zayıf gibi g&ouml;r&uuml;nen damla kim bilir ka&ccedil; senedir s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; ısrarla, sebatla bu kadar sert bir taşı delmiştir. İbn Hacer bu manzara karşısında kendi kendine;&nbsp;</p> <p>&ldquo;Benim kafam şu taştan daha sert değil ya!&rdquo; der; &ldquo;&Uuml;stelik ben şu bir damla sudan daha g&uuml;&ccedil;l&uuml;y&uuml;m&rdquo;. Diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r. Tekrar geri d&ouml;ner, kaldığı yerden ilim tahsiline sabırla devam edip yılmadan &ccedil;alışarak b&uuml;y&uuml;k bir alim olur. Ve o g&uuml;n bug&uuml;n, onu hal dili ile ilme y&ouml;nlendirenin bir taş olması sebebiyle İbn Hacer diye anılır.</p> <p>Zorluklar karşısında sebat g&ouml;steren, azimle &ccedil;alışan İbn Hacer, zamanında &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir şafi&icirc; fakihi olur ve ardından da Amid&rsquo;e yani bug&uuml;nk&uuml; Diyarbakır&rsquo;A şafi&icirc; mezhebi kadısı olarak tayin edilir.</p> <p>Bu ibret dolu hadise bize şunu anlatmaya &ccedil;alışır. Azimle, karalılıkla, hedefine giden bir kimse yavaş da olsa mutlaka başarılı olur. Yeter ki s&uuml;reklilik olsun. S&uuml;reklilikte b&uuml;y&uuml;k bir g&uuml;&ccedil; vardır. S&uuml;reklilikle devam edildiğinde insan, her işin &uuml;stesinden rahat&ccedil;a gelebilir.&nbsp;</p> <p>Hz. Peygamber Efendimiz (s.av.)&rsquo;de bir Hadis-i Şerifi&rsquo;nde ş&ouml;yle buyurmaktadır. &ldquo;Amellerin Allah&rsquo;ın indinde en sevimli olanı az da olsa devamlı olanıdır.&rsquo;&nbsp;&nbsp;</p> <p>Bu hadis-i Şerif&rsquo;te bize bir iş i&ccedil;in s&uuml;rekliliği devam ettirmemiz gerektiğini vurgulamaktadır.</p> <p>&ldquo;İlmin başlangıcı soğandan daha acı, sonu da baldan daha tatlıdır.&rdquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml; s&ouml;yleyen İmam-ı Şafii de bu tespitiyle, sabrımız ne kadar &ccedil;ok ise, ilimden o kadar &ccedil;ok şey &ouml;ğrenebileceğimizi ifade etmektedir.&nbsp;</p> <p>Eğer okuduğumuz bir şeyi anlayamıyorsak, anlayıncaya kadar okumayı s&uuml;rd&uuml;rmeliyiz. Mutlaka sonunda anlayacağız. Ancak pes edip okumayı bırakırsanız, &uuml;mitsiz olursanız, bir daha belki ilim tahsil etme y&ouml;n&uuml;nde bir arzumuz oluşmayabilir. Onun i&ccedil;in ilim yolunda olsun, başka bir iş konusunda olsun, inatla ve sabırla m&uuml;cadeleyi s&uuml;rd&uuml;rmeliyiz. İnatla s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z m&uuml;cadele bizi eninde sonunda başarıya taşıyacaktır. Zira devamlılık, azmin &ouml;n&uuml;ndeki en b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Devamlılığı sağladığımızda, sebat ettiğimizde arkasından başarı gelecek ve m&uuml;kafata erişeceğiz.&nbsp;</p> <p>Yazımızı Ebu Yusuf&rsquo;un bir s&ouml;z&uuml; ile tamamlayalım:</p> <p>&ldquo;İlim &ouml;yle bir şeydir ki sen ona tamamen kendini vermedik&ccedil;e, o sana biraz bile vermez.&rdquo;&nbsp; &nbsp; &nbsp;</p> <p>&nbsp;&Ouml;nder G&Uuml;ZELARSLAN</p>
Ekleme Tarihi: 16 Şubat 2021 - Salı

TAŞIN OĞLU VE AZİM

<p>Şafi&icirc; mezhebinin b&uuml;y&uuml;k fıkıh alimlerinden olan İbn Hacer el-Askalani Hazretleri&nbsp; &ldquo;taşın oğlu&rdquo; anlamına gelen &ldquo;İbn Hacer&rdquo; lakabıyla anılması bazı kaynaklarda ş&ouml;yle bir olaya dayandırılarak anlatılmaktadır:</p> <p>Rivayete odur ki; &Ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşlarda iken ilim tahsiline başlayan İbn Hacer, dersleri anlamakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekmekte, arkadaşlarından geri kalmaktadır. Bu durum onun &ouml;ğrenme arzusunu giderek k&ouml;reltmektedir. Kafasının kalın olduğuna h&uuml;kmederek tarla işleriyle uğraşmak &uuml;zere k&ouml;y&uuml;ne d&ouml;nmeye karar verir. Kararını hocasına s&ouml;yleyerek ondan m&uuml;saade ister. Hocası ne kadar uğraştı ise onu bu kararından d&ouml;nd&uuml;remedi.</p> <p>Sıcak bir yaz g&uuml;n&uuml; k&ouml;y&uuml;ne d&ouml;nmek i&ccedil;in yola koyulmuş ve iyice yorulduğu bir demde karşısına &ccedil;ıkan bir mağaranın serinliğinde dinlenmek i&ccedil;in, mağaraya girer. Yaz sıcağında sığındığı bu mağaranın tavanından belli belirsiz bir su sızmaktadır. Sızıntının &ccedil;ıktığı noktada biriken damlalar dakikalar sonra artık tutunamayacak kadar b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;nde k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir damla olarak yerdeki taşın &uuml;zerine d&uuml;şmektedir.&nbsp;</p> <p>İbn Hacer&rsquo;in g&ouml;z&uuml; damlanın d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; taşa takılır. Damlaların etkisiyle taşın oyulduğuna şahit olur. Oysa taş sert, su damlası ise ipek kadar yumuşaktır. Buna rağmen bu zayıf gibi g&ouml;r&uuml;nen damla kim bilir ka&ccedil; senedir s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; ısrarla, sebatla bu kadar sert bir taşı delmiştir. İbn Hacer bu manzara karşısında kendi kendine;&nbsp;</p> <p>&ldquo;Benim kafam şu taştan daha sert değil ya!&rdquo; der; &ldquo;&Uuml;stelik ben şu bir damla sudan daha g&uuml;&ccedil;l&uuml;y&uuml;m&rdquo;. Diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r. Tekrar geri d&ouml;ner, kaldığı yerden ilim tahsiline sabırla devam edip yılmadan &ccedil;alışarak b&uuml;y&uuml;k bir alim olur. Ve o g&uuml;n bug&uuml;n, onu hal dili ile ilme y&ouml;nlendirenin bir taş olması sebebiyle İbn Hacer diye anılır.</p> <p>Zorluklar karşısında sebat g&ouml;steren, azimle &ccedil;alışan İbn Hacer, zamanında &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir şafi&icirc; fakihi olur ve ardından da Amid&rsquo;e yani bug&uuml;nk&uuml; Diyarbakır&rsquo;A şafi&icirc; mezhebi kadısı olarak tayin edilir.</p> <p>Bu ibret dolu hadise bize şunu anlatmaya &ccedil;alışır. Azimle, karalılıkla, hedefine giden bir kimse yavaş da olsa mutlaka başarılı olur. Yeter ki s&uuml;reklilik olsun. S&uuml;reklilikte b&uuml;y&uuml;k bir g&uuml;&ccedil; vardır. S&uuml;reklilikle devam edildiğinde insan, her işin &uuml;stesinden rahat&ccedil;a gelebilir.&nbsp;</p> <p>Hz. Peygamber Efendimiz (s.av.)&rsquo;de bir Hadis-i Şerifi&rsquo;nde ş&ouml;yle buyurmaktadır. &ldquo;Amellerin Allah&rsquo;ın indinde en sevimli olanı az da olsa devamlı olanıdır.&rsquo;&nbsp;&nbsp;</p> <p>Bu hadis-i Şerif&rsquo;te bize bir iş i&ccedil;in s&uuml;rekliliği devam ettirmemiz gerektiğini vurgulamaktadır.</p> <p>&ldquo;İlmin başlangıcı soğandan daha acı, sonu da baldan daha tatlıdır.&rdquo; s&ouml;z&uuml;n&uuml; s&ouml;yleyen İmam-ı Şafii de bu tespitiyle, sabrımız ne kadar &ccedil;ok ise, ilimden o kadar &ccedil;ok şey &ouml;ğrenebileceğimizi ifade etmektedir.&nbsp;</p> <p>Eğer okuduğumuz bir şeyi anlayamıyorsak, anlayıncaya kadar okumayı s&uuml;rd&uuml;rmeliyiz. Mutlaka sonunda anlayacağız. Ancak pes edip okumayı bırakırsanız, &uuml;mitsiz olursanız, bir daha belki ilim tahsil etme y&ouml;n&uuml;nde bir arzumuz oluşmayabilir. Onun i&ccedil;in ilim yolunda olsun, başka bir iş konusunda olsun, inatla ve sabırla m&uuml;cadeleyi s&uuml;rd&uuml;rmeliyiz. İnatla s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z m&uuml;cadele bizi eninde sonunda başarıya taşıyacaktır. Zira devamlılık, azmin &ouml;n&uuml;ndeki en b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Devamlılığı sağladığımızda, sebat ettiğimizde arkasından başarı gelecek ve m&uuml;kafata erişeceğiz.&nbsp;</p> <p>Yazımızı Ebu Yusuf&rsquo;un bir s&ouml;z&uuml; ile tamamlayalım:</p> <p>&ldquo;İlim &ouml;yle bir şeydir ki sen ona tamamen kendini vermedik&ccedil;e, o sana biraz bile vermez.&rdquo;&nbsp; &nbsp; &nbsp;</p> <p>&nbsp;&Ouml;nder G&Uuml;ZELARSLAN</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.