Önder GÜZELARSLAN
Köşe Yazarı
Önder GÜZELARSLAN
 

YENİ DÖNEMİN NERESİNDEYİZ

<p>D&uuml;nya tarihini incelediğimizde, yazının icad edilmesinden &ouml;nceki d&ouml;neme &ldquo;Tarih &Ouml;ncesi &Ccedil;ağlar&rdquo; yazının icad edilmesinden sonraki d&ouml;neme ise &ldquo;Tarihi &Ccedil;ağlar&rdquo; diye ifade etmekteyiz. Tarih &ouml;ncesi devirler kullanılan ara&ccedil; ve gere&ccedil;lere g&ouml;re isimlendirilmiştir. İnsanoğlu her bulduğu ve icad ettiği malzemeyle bulunduğu d&ouml;nem ait bir medeniyet kurmaya &ccedil;alışmıştır. Tarih &ouml;ncesi d&ouml;nemlerde bile kullanılan alet insanlığı bir adım &ouml;teye taşımıştır. Avcılık ve toplayıcılıktan, ekip bi&ccedil;meye doğru yol almaya başlamış, kendini s&uuml;rekli yenilemeye &ccedil;alışmıştır. Bu d&ouml;nemlerde ihtiya&ccedil;lar icatları beraberinde getirmiştir.</p> <p>Tarihi &Ccedil;ağlar diye bilinen d&ouml;nemler yazının icad edilmesiyle başlamıştır. M.&Ouml;. 3000&rsquo;li yıllarda başlayan bu d&ouml;nem insanlığın icadlarıyla yeni d&ouml;nemleri peşinden getirmiştir. İnsanlar daha iyi topraklarda yaşamak ve daha konforlu hayat s&uuml;rmek i&ccedil;in s&uuml;rekli arayış i&ccedil;inde olmuştur. Orta&ccedil;ağ diye de ifade edilen d&ouml;nemde ciddi Kavimler G&ouml;&ccedil;&uuml; olmuş bu d&ouml;nem de İslamiyet ortaya &ccedil;ıkmış ve İslam dinine giren toplumlar bu dinin kendilerine g&ouml;sterdiği ufuk ile ilim, bilim, fen ve teknoloji alanında topluma ışık olacak bir&ccedil;ok buluşa İslam alimleri imza atmıştır. Bug&uuml;n fenni ilimler dediğimiz alanda, tıp, astronomi, matematik, fizik, kimya alanlarında zirve yapacak eserler ortaya koyarak b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyayı aydınlatmaya &ccedil;alışmışlardır. İslam alimleri ve ilim adamlarının ortaya koyduklar eserlerden karanlık &ccedil;ağı yaşayan batı d&uuml;nyası da istifade ederek kendisine y&ouml;n &ccedil;izmeye, gelişmeye başlamıştır. İstanbul&rsquo;un fethi ile bir &ccedil;ağ kapanıp yeni bir &ccedil;ağ a&ccedil;ılmış bu d&ouml;nemde Osmanlılar yani T&uuml;rkler en zirve noktayı g&ouml;rm&uuml;şlerdir.</p> <p>Batı ise o d&ouml;nemlerde kendi i&ccedil;inde savaş vermekte ve buhranlar yaşamaktaydı. Kiliseye, otoriteye olan g&uuml;ven neredeyse kalmamıştı. Coğrafi keşiflerle birlikte, reform ve r&ouml;nesans ile Batı d&uuml;nyasında değişim ve d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m başlamış, Osmanlı İmparatorluğu&rsquo;nun da gerileme d&ouml;nemine girmesini fırsat bilen Batı d&uuml;nyası yavaş yavaş &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; ele ge&ccedil;irmek i&ccedil;in ciddi buluşlar ve &ccedil;alışmalara imza atmaya başlamıştır. Fransız İhtil&acirc;li bunun zirvesi olmuştur. Milliyet&ccedil;ilik akımıyla Osmanlı i&ccedil;inden bir &ccedil;ok devletler ortaya &ccedil;ıkartılmış. Bir devre damgasını vuran ve d&uuml;nya nizamına her alanda katkı sunan Osmanlı İmparatorluğu artık can &ccedil;ekişmeye başlamıştır. 1. D&uuml;nya Savaşı ile birlikte de dağılıp gitmiş, yerine gen&ccedil; T&uuml;rkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.&nbsp;</p> <p>Batı ve keşfedilen ABD y&uuml;zyılın başında teknolojik &ccedil;alışmalarını arttırarak, &ouml;zellikle buharlı makineler, petrol&uuml;n bulunması ile y&uuml;zyılın ilk yıllarına damgasını vurmaya&nbsp; başladılar. 100 yıl boyunca da hi&ccedil; durmaksızın teknolojik buluşlar ve &ccedil;alışmalara devam ettiler. Uzayın keşfi, aya gidilmesi bunların g&ouml;stergelerindendir. Yaklaşık 50 yıllık s&uuml;re&ccedil;te bilgisayarların keşfedilmesiyle de teknoloji baş d&ouml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml; hız kazanmaya başladı. Artık g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde gelinen nokta da yapay zekalar konuşuluyor. Robotlar konuşuluyor. En &ouml;nemli meslek yazılımcılık oldu. Yazılım alanında ki gelişmelere yetişebilmek adeta imkansız bir noktaya geldi.</p> <p>B&uuml;t&uuml;n bunlar olup biterken biz neredeyiz. Neredeyse 100 yıldır İmparatorluk bakiyesi topraklara tutunabilmek i&ccedil;in kısır siyasi &ccedil;ekişmeler, dini değerler &uuml;zerinden politikalar &uuml;reterek, kısır &ccedil;ekişmeler ile 100 yılı neredeyse heba ettik. Teknolojik alandaki gelişmeleri takip edip o alanda yatırım yapacağımıza, gen&ccedil;leri o y&ouml;nde yetiştireceğimize maalesef hala daha bu nokta da bir t&uuml;rl&uuml; istenilen seviyeye gelebilmiş değiliz. Bir d&ouml;nem d&uuml;nya da hemen hemen her alanda zirve yapmış bir milletin torunları bug&uuml;n ne dini alanda, ne iktisadi alanda, ne ilim ve bilim alanında ne de fen ve teknoloji alanında yok maalesef. Adeta can &ccedil;ekişiyoruz. Gelecek nesli yaşayacakları &ccedil;ağa g&ouml;re yetiştirmekten aciz durumdayız. Hala kısır bir eğitim &ccedil;arkı i&ccedil;inde &ouml;ğ&uuml;t&uuml;l&uuml;p gidiyorlar. Toplumumuzun g&uuml;ndemine baktığımızda hala boş şeylere kafa yormaktayız. Bir d&ouml;nem ilim, teknoloji ve fen alanlarında &ccedil;ağa ve d&uuml;nyaya ışık olmuş T&uuml;rk-İslam bilginlerinden haberimiz bile yok. Neden onların hayatları ders olarak okutulmaz. Neden onların hayatları &ouml;rnek alınması i&ccedil;in bir &ccedil;aba sarf edilmez. B&uuml;t&uuml;n bunlara anlam verebilmek ger&ccedil;ekten &ccedil;ok zor. Bizim d&ouml;nemimizde Sanat Tarihi dersi vardı. Sanat alanında yapılan incelikleri okuduğumuzda hayran kalıyorduk. Bug&uuml;n bu ders yok. Bug&uuml;n klasik eğitim ile sadece sınavlarda başarı elde etsinler diyerek at yarışı yapılırcasına sınavlarda başarı elde eden bir nesil t&uuml;rettik. &Ccedil;ocuklarımızla konuştuğumuz da, b&uuml;y&uuml;y&uuml;nce ne olmak istiyorsun verilen cevap gayet kısır. Seviyesi orta d&uuml;zeyde ise &ouml;ğretmen, polis veya asker olmak istiyor. Eğer biraz zeki ise, doktor, m&uuml;hendis olmak istiyor. Bir tanesi de &ccedil;ıkıp ben bilim adamı olacağım, &ouml;yle buluşlar yapacağım ki, b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya beni konuşacak demiyor. Ya da yapay zekanın konuşulduğu, robot &ccedil;ağına girdiğimiz bu d&ouml;nemde, kendimi &ouml;yle yetiştireceğim ki, yazılımcı olacağım, &ouml;yle şeyler &uuml;reteceğim b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya şaşacak. &Ccedil;ocuklarımıza bunları dedirtebilmek i&ccedil;in &ouml;nce bu ruhu aşılamalıyız. &Ouml;ncelikle eğitim sistemi bu minval &uuml;zere kurgulanmalıdır. Devasa inşa edilen okul binaları ile eğitim işini halletmiş olmayız. Mekan elbette &ouml;nemli ancak mekandan &ccedil;ok i&ccedil;erik bizim i&ccedil;in elzem şu anda. Yine bilim yuvası olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z &uuml;niversiteler maalesef ne hazindir ki, işsizliği erteleme mekanları, eğitimden ziyade bir 4 yıl daha oyalanma mekanı. &Uuml;niversitelere bakıyoruz bilim, fen ve teknoloji den ziyade a&ccedil;ılan b&ouml;l&uuml;mler, hukuk, eğitim bilimleri, iktisadi idari bilimler, &Ccedil;ok yazık. Bu devasa &uuml;niversite binaları da gelecekte boş olduğu anlaşılacak. &Uuml;niversite mezunu binlerce gen&ccedil; mezun oldukları alanla ilgili bir istihdam alanından ziyade hayata tutunabilmek i&ccedil;in, &ouml;ğretmen, polis vb. gibi mesleklere y&ouml;neliyor. Eğer bir sosyal araştırma yapsak &uuml;niversite mezunları arasında mezun olduğu okulla, b&ouml;l&uuml;mle alakalı bir b&ouml;l&uuml;mde &ccedil;alışan ve gelecek kuran sayısı 10&rsquo;u anca bulur. Geri kalan 90&rsquo;nı ise hi&ccedil; ilgisi olmayan alanlarda istihdam edilmektedir. Sadece &uuml;niversite mezunu yapmak i&ccedil;in, gen&ccedil;leri &uuml;niversite okutmak bir ihanettir.</p> <p>Peki yapılması gereken nedir? Y&uuml;zyılın ihtiya&ccedil;ları doğrultusunda gen&ccedil;ler yetiştirilmeli, bu alanda onlara eğitim verilmeliyiz. &Uuml;niversite sayısının &ccedil;okluğu ile değil, niteliği ile &ouml;v&uuml;nmeliyiz. Kendi k&uuml;lt&uuml;rel değerlerimizi elbette &ouml;ğreteceğiz bunda problem yok. Ama geleceğin konumunu şimdiden sezip onları geleceğe d&ouml;n&uuml;k hazırlamaz isek gelecek 100 yıllarda kayıp gitmiş olacak elimizden. Onun i&ccedil;inde ne yapıp yapıp teknolojiye yatırım yapmalıyız. Sosyal alanlardan ziyade, beyin niteliğindeki gen&ccedil;leri fen ve teknoloji alanlarına y&ouml;nlendirmeliyiz. Avukat, &ouml;ğretmen, polis, bek&ccedil;i ve zabıta yetiştirmekten vazge&ccedil;elim. &Ouml;yle bir sistem kuralım ki, insanlar avukat olmaksızın mahkemelerde kendilerini savunabilsin. Yine &ouml;yle bir insan tipi yetiştirelim ki, kural tanımayan olmasın, polis, bek&ccedil;i ve zabıta olmaksızın kurallara uysun. Kendi kendisinin polisi, bek&ccedil;isi, zabıtası olsun.&nbsp;</p> <p>Bug&uuml;n b&uuml;t&uuml;n &uuml;niversite mezunlarımız devlet kapısında iş bekliyor. Bu kafa yapısından artık kurtulmalıyız. Her &uuml;niversite okuyan devlette &ccedil;alışacak diye bir kural yok. İnsanlar kendi işlerini kurabilir, ortaklaşa ticari faaliyetler yapabilir ya da &ouml;zel sekt&ouml;rde de &ccedil;alışabilir. Devlet&ccedil;i mantıktan sıyrılmamız lazım.&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;&nbsp;</p> <p>Yeni y&uuml;zyılın en b&uuml;y&uuml;k madeni olan insan beyni, yani gen&ccedil;lerimiz &ouml;n&uuml;m&uuml;zde duruyor. Onları doğru eğittiğimiz, doğru donattığımız an hi&ccedil;bir yabancı g&uuml;ce muhta&ccedil; olmadan en iyi yazılımları yapmak, siber g&uuml;venlikten finansal ağlara kadar b&uuml;t&uuml;n alanlarda iddialı olmak, s&uuml;per g&uuml;&ccedil; haline gelmek elimizdedir.</p> <p>&nbsp;&Ouml;nder G&Uuml;ZELARSLAN</p>
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2021 - Pazar

YENİ DÖNEMİN NERESİNDEYİZ

<p>D&uuml;nya tarihini incelediğimizde, yazının icad edilmesinden &ouml;nceki d&ouml;neme &ldquo;Tarih &Ouml;ncesi &Ccedil;ağlar&rdquo; yazının icad edilmesinden sonraki d&ouml;neme ise &ldquo;Tarihi &Ccedil;ağlar&rdquo; diye ifade etmekteyiz. Tarih &ouml;ncesi devirler kullanılan ara&ccedil; ve gere&ccedil;lere g&ouml;re isimlendirilmiştir. İnsanoğlu her bulduğu ve icad ettiği malzemeyle bulunduğu d&ouml;nem ait bir medeniyet kurmaya &ccedil;alışmıştır. Tarih &ouml;ncesi d&ouml;nemlerde bile kullanılan alet insanlığı bir adım &ouml;teye taşımıştır. Avcılık ve toplayıcılıktan, ekip bi&ccedil;meye doğru yol almaya başlamış, kendini s&uuml;rekli yenilemeye &ccedil;alışmıştır. Bu d&ouml;nemlerde ihtiya&ccedil;lar icatları beraberinde getirmiştir.</p> <p>Tarihi &Ccedil;ağlar diye bilinen d&ouml;nemler yazının icad edilmesiyle başlamıştır. M.&Ouml;. 3000&rsquo;li yıllarda başlayan bu d&ouml;nem insanlığın icadlarıyla yeni d&ouml;nemleri peşinden getirmiştir. İnsanlar daha iyi topraklarda yaşamak ve daha konforlu hayat s&uuml;rmek i&ccedil;in s&uuml;rekli arayış i&ccedil;inde olmuştur. Orta&ccedil;ağ diye de ifade edilen d&ouml;nemde ciddi Kavimler G&ouml;&ccedil;&uuml; olmuş bu d&ouml;nem de İslamiyet ortaya &ccedil;ıkmış ve İslam dinine giren toplumlar bu dinin kendilerine g&ouml;sterdiği ufuk ile ilim, bilim, fen ve teknoloji alanında topluma ışık olacak bir&ccedil;ok buluşa İslam alimleri imza atmıştır. Bug&uuml;n fenni ilimler dediğimiz alanda, tıp, astronomi, matematik, fizik, kimya alanlarında zirve yapacak eserler ortaya koyarak b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyayı aydınlatmaya &ccedil;alışmışlardır. İslam alimleri ve ilim adamlarının ortaya koyduklar eserlerden karanlık &ccedil;ağı yaşayan batı d&uuml;nyası da istifade ederek kendisine y&ouml;n &ccedil;izmeye, gelişmeye başlamıştır. İstanbul&rsquo;un fethi ile bir &ccedil;ağ kapanıp yeni bir &ccedil;ağ a&ccedil;ılmış bu d&ouml;nemde Osmanlılar yani T&uuml;rkler en zirve noktayı g&ouml;rm&uuml;şlerdir.</p> <p>Batı ise o d&ouml;nemlerde kendi i&ccedil;inde savaş vermekte ve buhranlar yaşamaktaydı. Kiliseye, otoriteye olan g&uuml;ven neredeyse kalmamıştı. Coğrafi keşiflerle birlikte, reform ve r&ouml;nesans ile Batı d&uuml;nyasında değişim ve d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m başlamış, Osmanlı İmparatorluğu&rsquo;nun da gerileme d&ouml;nemine girmesini fırsat bilen Batı d&uuml;nyası yavaş yavaş &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; ele ge&ccedil;irmek i&ccedil;in ciddi buluşlar ve &ccedil;alışmalara imza atmaya başlamıştır. Fransız İhtil&acirc;li bunun zirvesi olmuştur. Milliyet&ccedil;ilik akımıyla Osmanlı i&ccedil;inden bir &ccedil;ok devletler ortaya &ccedil;ıkartılmış. Bir devre damgasını vuran ve d&uuml;nya nizamına her alanda katkı sunan Osmanlı İmparatorluğu artık can &ccedil;ekişmeye başlamıştır. 1. D&uuml;nya Savaşı ile birlikte de dağılıp gitmiş, yerine gen&ccedil; T&uuml;rkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.&nbsp;</p> <p>Batı ve keşfedilen ABD y&uuml;zyılın başında teknolojik &ccedil;alışmalarını arttırarak, &ouml;zellikle buharlı makineler, petrol&uuml;n bulunması ile y&uuml;zyılın ilk yıllarına damgasını vurmaya&nbsp; başladılar. 100 yıl boyunca da hi&ccedil; durmaksızın teknolojik buluşlar ve &ccedil;alışmalara devam ettiler. Uzayın keşfi, aya gidilmesi bunların g&ouml;stergelerindendir. Yaklaşık 50 yıllık s&uuml;re&ccedil;te bilgisayarların keşfedilmesiyle de teknoloji baş d&ouml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml; hız kazanmaya başladı. Artık g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde gelinen nokta da yapay zekalar konuşuluyor. Robotlar konuşuluyor. En &ouml;nemli meslek yazılımcılık oldu. Yazılım alanında ki gelişmelere yetişebilmek adeta imkansız bir noktaya geldi.</p> <p>B&uuml;t&uuml;n bunlar olup biterken biz neredeyiz. Neredeyse 100 yıldır İmparatorluk bakiyesi topraklara tutunabilmek i&ccedil;in kısır siyasi &ccedil;ekişmeler, dini değerler &uuml;zerinden politikalar &uuml;reterek, kısır &ccedil;ekişmeler ile 100 yılı neredeyse heba ettik. Teknolojik alandaki gelişmeleri takip edip o alanda yatırım yapacağımıza, gen&ccedil;leri o y&ouml;nde yetiştireceğimize maalesef hala daha bu nokta da bir t&uuml;rl&uuml; istenilen seviyeye gelebilmiş değiliz. Bir d&ouml;nem d&uuml;nya da hemen hemen her alanda zirve yapmış bir milletin torunları bug&uuml;n ne dini alanda, ne iktisadi alanda, ne ilim ve bilim alanında ne de fen ve teknoloji alanında yok maalesef. Adeta can &ccedil;ekişiyoruz. Gelecek nesli yaşayacakları &ccedil;ağa g&ouml;re yetiştirmekten aciz durumdayız. Hala kısır bir eğitim &ccedil;arkı i&ccedil;inde &ouml;ğ&uuml;t&uuml;l&uuml;p gidiyorlar. Toplumumuzun g&uuml;ndemine baktığımızda hala boş şeylere kafa yormaktayız. Bir d&ouml;nem ilim, teknoloji ve fen alanlarında &ccedil;ağa ve d&uuml;nyaya ışık olmuş T&uuml;rk-İslam bilginlerinden haberimiz bile yok. Neden onların hayatları ders olarak okutulmaz. Neden onların hayatları &ouml;rnek alınması i&ccedil;in bir &ccedil;aba sarf edilmez. B&uuml;t&uuml;n bunlara anlam verebilmek ger&ccedil;ekten &ccedil;ok zor. Bizim d&ouml;nemimizde Sanat Tarihi dersi vardı. Sanat alanında yapılan incelikleri okuduğumuzda hayran kalıyorduk. Bug&uuml;n bu ders yok. Bug&uuml;n klasik eğitim ile sadece sınavlarda başarı elde etsinler diyerek at yarışı yapılırcasına sınavlarda başarı elde eden bir nesil t&uuml;rettik. &Ccedil;ocuklarımızla konuştuğumuz da, b&uuml;y&uuml;y&uuml;nce ne olmak istiyorsun verilen cevap gayet kısır. Seviyesi orta d&uuml;zeyde ise &ouml;ğretmen, polis veya asker olmak istiyor. Eğer biraz zeki ise, doktor, m&uuml;hendis olmak istiyor. Bir tanesi de &ccedil;ıkıp ben bilim adamı olacağım, &ouml;yle buluşlar yapacağım ki, b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya beni konuşacak demiyor. Ya da yapay zekanın konuşulduğu, robot &ccedil;ağına girdiğimiz bu d&ouml;nemde, kendimi &ouml;yle yetiştireceğim ki, yazılımcı olacağım, &ouml;yle şeyler &uuml;reteceğim b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya şaşacak. &Ccedil;ocuklarımıza bunları dedirtebilmek i&ccedil;in &ouml;nce bu ruhu aşılamalıyız. &Ouml;ncelikle eğitim sistemi bu minval &uuml;zere kurgulanmalıdır. Devasa inşa edilen okul binaları ile eğitim işini halletmiş olmayız. Mekan elbette &ouml;nemli ancak mekandan &ccedil;ok i&ccedil;erik bizim i&ccedil;in elzem şu anda. Yine bilim yuvası olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z &uuml;niversiteler maalesef ne hazindir ki, işsizliği erteleme mekanları, eğitimden ziyade bir 4 yıl daha oyalanma mekanı. &Uuml;niversitelere bakıyoruz bilim, fen ve teknoloji den ziyade a&ccedil;ılan b&ouml;l&uuml;mler, hukuk, eğitim bilimleri, iktisadi idari bilimler, &Ccedil;ok yazık. Bu devasa &uuml;niversite binaları da gelecekte boş olduğu anlaşılacak. &Uuml;niversite mezunu binlerce gen&ccedil; mezun oldukları alanla ilgili bir istihdam alanından ziyade hayata tutunabilmek i&ccedil;in, &ouml;ğretmen, polis vb. gibi mesleklere y&ouml;neliyor. Eğer bir sosyal araştırma yapsak &uuml;niversite mezunları arasında mezun olduğu okulla, b&ouml;l&uuml;mle alakalı bir b&ouml;l&uuml;mde &ccedil;alışan ve gelecek kuran sayısı 10&rsquo;u anca bulur. Geri kalan 90&rsquo;nı ise hi&ccedil; ilgisi olmayan alanlarda istihdam edilmektedir. Sadece &uuml;niversite mezunu yapmak i&ccedil;in, gen&ccedil;leri &uuml;niversite okutmak bir ihanettir.</p> <p>Peki yapılması gereken nedir? Y&uuml;zyılın ihtiya&ccedil;ları doğrultusunda gen&ccedil;ler yetiştirilmeli, bu alanda onlara eğitim verilmeliyiz. &Uuml;niversite sayısının &ccedil;okluğu ile değil, niteliği ile &ouml;v&uuml;nmeliyiz. Kendi k&uuml;lt&uuml;rel değerlerimizi elbette &ouml;ğreteceğiz bunda problem yok. Ama geleceğin konumunu şimdiden sezip onları geleceğe d&ouml;n&uuml;k hazırlamaz isek gelecek 100 yıllarda kayıp gitmiş olacak elimizden. Onun i&ccedil;inde ne yapıp yapıp teknolojiye yatırım yapmalıyız. Sosyal alanlardan ziyade, beyin niteliğindeki gen&ccedil;leri fen ve teknoloji alanlarına y&ouml;nlendirmeliyiz. Avukat, &ouml;ğretmen, polis, bek&ccedil;i ve zabıta yetiştirmekten vazge&ccedil;elim. &Ouml;yle bir sistem kuralım ki, insanlar avukat olmaksızın mahkemelerde kendilerini savunabilsin. Yine &ouml;yle bir insan tipi yetiştirelim ki, kural tanımayan olmasın, polis, bek&ccedil;i ve zabıta olmaksızın kurallara uysun. Kendi kendisinin polisi, bek&ccedil;isi, zabıtası olsun.&nbsp;</p> <p>Bug&uuml;n b&uuml;t&uuml;n &uuml;niversite mezunlarımız devlet kapısında iş bekliyor. Bu kafa yapısından artık kurtulmalıyız. Her &uuml;niversite okuyan devlette &ccedil;alışacak diye bir kural yok. İnsanlar kendi işlerini kurabilir, ortaklaşa ticari faaliyetler yapabilir ya da &ouml;zel sekt&ouml;rde de &ccedil;alışabilir. Devlet&ccedil;i mantıktan sıyrılmamız lazım.&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;&nbsp;</p> <p>Yeni y&uuml;zyılın en b&uuml;y&uuml;k madeni olan insan beyni, yani gen&ccedil;lerimiz &ouml;n&uuml;m&uuml;zde duruyor. Onları doğru eğittiğimiz, doğru donattığımız an hi&ccedil;bir yabancı g&uuml;ce muhta&ccedil; olmadan en iyi yazılımları yapmak, siber g&uuml;venlikten finansal ağlara kadar b&uuml;t&uuml;n alanlarda iddialı olmak, s&uuml;per g&uuml;&ccedil; haline gelmek elimizdedir.</p> <p>&nbsp;&Ouml;nder G&Uuml;ZELARSLAN</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.