Dr. Vehbi KARA
Köşe Yazarı
Dr. Vehbi KARA
 

SOKULLU ’NUN YAPAMADIĞI STALİN'İN BAŞARDIĞI SUYOLU

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Değerli tarih&ccedil;i İbrahim Halil İnalcık, Don-Volga Kanalını tez konusu se&ccedil;miş ve bu &ccedil;ok &ouml;nemli projenin &ouml;nemini anlatmaya &ccedil;alışmıştı. Belli ki; verilen emek boşa gitmiş zira hala suyollarının &ouml;nemi yeterince anlaşılamamaktadır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1569 yılı Ağustos ayından itibaren Don ve Volga nehirleri arasındaki alanın &uuml;&ccedil;te biri kazılmış fakat şimdiki &ldquo;istemez&uuml;k&rdquo; anlayışındaki bazı devlet g&ouml;revlilerinin engellemeleri y&uuml;z&uuml;nden bitirilememişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sokullu Mehmet Paşa, denizciliğe &ouml;nem veren ve Osmanlı Devletinin geleceğinin denizlerde g&uuml;&ccedil;l&uuml; olmasına bağlı olduğunu bilen bir baş vezir idi. Ne yazık ki Padişah 2. Selim; dirayetli ve iyi bir y&ouml;netici değildi. Vezir-i Azam Sokullu&rsquo;nun arkasında duramamış kanalın a&ccedil;ılması i&ccedil;in &ouml;nceki dedeleri gibi kararlı bir duruş g&ouml;sterememişti.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu muazzam ve &ouml;nemli proje; Kırım Hanı Devlet Giray başta olmak &uuml;zere kişisel menfaatlerini devletten &uuml;st&uuml;n tutan devlet y&ouml;neticileri, b&uuml;rokratlar ve yeni&ccedil;eri askerleri y&uuml;z&uuml;nden akamete uğramıştı. Buna karşılık aradan 400 yıl ge&ccedil;tikten sonra Joseph Stalin tarafından 5 yıllık bir kazı &ccedil;alışması sonunda 1952 yılında a&ccedil;ılmıştır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Don-Volga Kanalı sayesinde Volgagrad&rsquo; ın g&uuml;neyinden başlayarak 102 km ilerdeki Tsimlianski Baraj G&ouml;l&uuml;ne bağlanan bu suyolu, Don Nehri&rsquo;ne kavuşmaktadır. Sovyetler Birliği bu kanal sayesinde Karadeniz ve Hazar G&ouml;l&uuml;&rsquo;n&uuml; birleştirmiştir. Yetmedi; Hazar G&ouml;l&uuml;, Moskova &uuml;zerinden Baltık Denizi&rsquo;ne de bağlanarak b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya a&ccedil;ılmış artık adına Hazar Denizi denilmeye başlanmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşte şimdi de &ldquo;Kanal İstanbul&rdquo; gibi &ccedil;ok &ouml;nemli bir proje, bundan 450 yıl &ouml;ncesinde olduğu gibi yine engellenmeye &ccedil;alışılmaktadır. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan kararlı bir duruş g&ouml;stermez ise bu &ldquo;istemez&uuml;k&rdquo; taifesi yine başarılı olup denizciliğimizin gelişmesi a&ccedil;ısından da &ccedil;ok gerekli olan bu projeyi başarısız kılabilecektir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kanal İstanbul&rsquo;un ne derece &ouml;nemli ve gerekli bir proje olduğunu daha &ouml;nceki yazılarımda anlatmıştım. Allah nasip ederse b&ouml;ylesine &ouml;nemli bir suyolunun &ouml;nemine tekrar değineceğim. Fakat bug&uuml;nk&uuml; yazımda &ldquo;Sokullu, neden b&ouml;yle bir kanal a&ccedil;mayı istiyordu?&rdquo; sorusuna cevap aramak istiyorum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Mesele sadece deniz yolu ile Doğu ve Batı arasında bir ticaret bağlantısı kurmak değildi. Bu coğrafyada yaşayan M&uuml;sl&uuml;man toplulukları bir &ccedil;atı altında birleştirerek &ldquo;İslam Birliği&rsquo;nin&rdquo; de sağlanması ama&ccedil;lanıyordu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Hazar G&ouml;l&uuml;&rsquo;n&uuml;n g&uuml;neyinde kurulmuş olan Safevi devleti, Şia propagandası yaparak adeta bir han&ccedil;er gibi İslam coğrafyasını ikiye b&ouml;l&uuml;yordu. Bu da yetmemiş gibi bir de Hıristiyan Rus tehlikesi baş g&ouml;stermişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ruslar, 1552&rsquo;de Kazan&rsquo;ı ve 1556&rsquo;da da Astrahan&rsquo;ı (Ejderhan) ele ge&ccedil;irmiş Moskova Prensliği&rsquo;nin başına ge&ccedil;en Korkun&ccedil; İvan lakaplı &Ccedil;ar vasıtası ile g&ouml;z&uuml;n&uuml; Karadeniz&rsquo;e dikmişti. B&ouml;lgedeki M&uuml;sl&uuml;manlar Rus şiddetine karşı Osmanlı&rsquo;dan yardım istiyorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Artan Rus tehlikesi &uuml;zerine Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, Hazar Denizinin kuzeybatısındaki Astrahan&rsquo;a bir sefer d&uuml;zenlenmesi i&ccedil;in Padişah&rsquo;ı ikna ederek karar aldırmıştı. B&ouml;lgeyi Ruslardan kurtarıp kuzeyde Don ve Volga nehirlerinin yaklaştığı arazide bir kanal a&ccedil;mayı pl&acirc;nlamaktaydı. B&ouml;ylelikle Orta Asya M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk devletleri ile yakınlaşma sağlanacak, Rusların Kafkaslara yayılması &ouml;nlenecek ve İran n&uuml;fuzuna da engel olunabilecekti. Ancak şimdi olduğu gibi muhalifler; &ldquo;bu projenin bir hayali girişim olduğunu, boş yere devleti nihayetsiz masraf ve zarara sokacağını&rdquo; ifade ediyorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sokullu, Şıkk-ı s&acirc;ni defterdarı &Ccedil;erkez Kasım Bey&#39;i Beylerbeyi yaparak Astrahan seferiyle paralel y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi planlanan bu kanal girişimini başlatmıştı. Kanal kazılacak yer olarak Astrahan&rsquo;ın biraz kuzeyindeki Eski Yunanlar tarafından Don&rsquo;un ve Volga&rsquo;nın, iki ayrı denize d&ouml;k&uuml;lmeden &ouml;nce, &uuml;zerinden ge&ccedil;tiği en sığ toprak olarak tespit edilmişti. (Bu konuda Emine Sonnur &Ouml;zcan&rsquo;ın &ldquo;Asya&rsquo;dan Afrika&rsquo;ya Osmanlı&rsquo;nın 16. Y&uuml;zyıl Kanal Projeleri&rdquo; başlıklı Kasım 2013 yılında yayınlanan T&Uuml;BİTAK Bilim ve Teknik Dergisinden istifade edilebilir)</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Osmanlı Devleti hem sefer hem de kanal i&ccedil;in Azak Kalesi merkez olmak &uuml;zere toplanmıştı. Burası hem seferin &ouml;nemli bir dayanağı, hem de harek&acirc;tın &ccedil;ıkış noktası olmuştu. Nisan 1569 tarihinde, Kaptan Mustafa Paşa komutasındaki donanma ile &uuml;&ccedil; bin yeni&ccedil;eri b&ouml;lgeye sevk edildi. Asıl kuvvetler ile amele ve levazım sevki ise Ağustos 1569 tarihinde Osmanlı donanması ile yapıldı. Ayıca kanal kazısında &ccedil;alışmak &uuml;zere 30.000 Nogay Tatarı iş&ccedil;i olarak tutulmuştu. (Bu konuda Halil İnalcık&rsquo;ın 1948 yılında yayınladığı &quot;Osmanlı-Rus Rekabetinin Menşei ve Don-Volga Kanalı Teşebb&uuml;s&uuml; -1569&quot; başlıklı &ccedil;alışması &ccedil;ok değerlidir)</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1569 Ağustos&#39;unda Kefe Beylerbeyi &Ccedil;erkez Kasım Paşa tarafından Don Nehri&#39;nin bir kolu olan Ilovlya &Ccedil;ayı ile Volga&#39;nın kolu Kamsyshinka &Ccedil;ayı arasında kanal kazılmaya başlandı. (Bu b&ouml;lgede şu anda Petrov Val kasabası bulunmaktadır) &Uuml;&ccedil; ay i&ccedil;inde iki nehir arasındaki mesafenin &uuml;&ccedil;te biri kazılmış ancak &ccedil;eşitli kışkırtmacılar tarafından iş&ccedil;i ve askerler arasında hoşnutsuzluklar &ccedil;ıkarılmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kanalın inşası ile Osmanlı Devleti&#39;ne karşı yarı &ouml;zerk olan Kırım Hanlığındaki otoritesinin sarsılacağını d&uuml;ş&uuml;nen Devlet Giray&rsquo;ın da bu kışkırtmalarda rol aldığı tarih&ccedil;iler tarafından belirtilmektedir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu esnada Ruslar&rsquo;ın da saldırıları da artmış &uuml;stelik mevsimin kışa d&ouml;nmesi de kanal kazısını yavaşlatmıştı. Sonunda kanal işini yarıda bırakıp doğrudan Astrahan &uuml;zerine sefer yapılması konusunda Padişah II. Selim ikna edilmişti. B&ouml;ylece kanal projesi yarım kalmış yetmedi Kasım Paşa&#39;nın yeni&ccedil;erilere geri &ccedil;ekilme emri vermesi ile sefer de başarısız kalmıştır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Osmanlı ve Kırım ordusu, geri &ccedil;ekilme esnasında bataklıklar nedeni ile &ccedil;ok zarar g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;. Bu arada m&uuml;himmat ve erzak depolanan Azak kalesi, isyancı Yeni&ccedil;eriler tarafından barut deposunun patlatılmasıyla yıkılmıştı. Bu gelişmeler kanal girişiminin tamamen terk edilmesine yol a&ccedil;mıştır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Ccedil;ar Korkun&ccedil; İvan, Volga nehri &uuml;zerindeki bir adaya Yeni Astrahan&#39;ı kurmuş hem Don-Volga Kanalı Projesini hem de Astrahan seferini başarısız kılmıştı. İşte Osmanlı devletinin yıkılma s&uuml;recini incelerken bu ihanetleri de g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne almak gerekiyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fakat Stalin, Sokullu gibi işi yarıda bırakacak birisi değildi. Nitekim 2. D&uuml;nya Savaşı sonrasında esir alınan Alman askerlerini ve halk d&uuml;şmanı olarak tanımladığı muhalif Rusları, s&uuml;rekli vardiya usul&uuml; kullanarak beş yıllık bir kazı &ccedil;alışması sonucunda 1952 tarihinde bitirmiştir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu kanal 68 yıldır kullanılmaktadır ve Hazar Denizindeki Azerbaycan, Kazakistan, İran, T&uuml;rkmenistan limanlarını d&uuml;nyaya a&ccedil;maktadır. Rus m&uuml;hendis ve teknisyenler baraj g&ouml;l&uuml; nedeniyle oluşan kot farkını, aynı Panama kanalında olduğu gibi havuz sistemiyle aşmışlardır. Gemiler, baraj g&ouml;l&uuml;nden nehir yatağına inerken seviye havuzları sayesinde adeta bir asans&ouml;r gibi iniş-&ccedil;ıkış yaparak ilerleyebilmektedirler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kanala paralel olarak bir tren hattı ve bir de karayolu uzanmaktadır. İşte deniz-tren ve karayolu ağı ile Sibirya&rsquo;nın, Hazar&rsquo;ın ve Urallar&rsquo;ın t&uuml;m zenginliklerini d&uuml;nyaya ulaştırabilmektedir. İşte Kanal İstanbul ile bu a&ccedil;ıdan benzerlikler taşıyan ulaştırma ağı, lojistik merkez olma a&ccedil;ısından &ccedil;ok &ouml;nemlidir.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kıssadan hisse bu olmak gerektir ki; suyolları diğer bir ismi ile waterway&rsquo;lar&nbsp; &uuml;lke ekonomileri ve devletin bekası i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Sovyetler Birliği&rsquo;nin uzun bir m&uuml;ddet boyunca d&uuml;nyanın s&uuml;per g&uuml;c&uuml; olabilmesinin altında yatan en &ouml;nemli nedenlerden bir tanesi de denizciliğe ve &ouml;zellikle de suyollarına verdiği &ouml;nemden dolayıdır. Eğer T&uuml;rkiye&rsquo;nin d&uuml;nyanın en gelişmiş &uuml;lkelerinden birisi olmasını arzu ediyor isek Kanal İstanbul bir tarafa, daha bir &ccedil;ok yerde kanallar a&ccedil;mamız gerekmektedir. Uygun nehirlerimiz vardır ve &ouml;rnek &ccedil;alışmalarla bu coğrafi zenginliklerimiz değerlendirilmek zorundadır. Buraya harcanan paralar asla israf değildir. Bilakis geleceğimiz a&ccedil;ısından son derece &ouml;nemlidir, vesselam&hellip;&nbsp;</span><br /> &nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 28 Aralık 2019 - Cumartesi

SOKULLU ’NUN YAPAMADIĞI STALİN'İN BAŞARDIĞI SUYOLU

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Değerli tarih&ccedil;i İbrahim Halil İnalcık, Don-Volga Kanalını tez konusu se&ccedil;miş ve bu &ccedil;ok &ouml;nemli projenin &ouml;nemini anlatmaya &ccedil;alışmıştı. Belli ki; verilen emek boşa gitmiş zira hala suyollarının &ouml;nemi yeterince anlaşılamamaktadır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1569 yılı Ağustos ayından itibaren Don ve Volga nehirleri arasındaki alanın &uuml;&ccedil;te biri kazılmış fakat şimdiki &ldquo;istemez&uuml;k&rdquo; anlayışındaki bazı devlet g&ouml;revlilerinin engellemeleri y&uuml;z&uuml;nden bitirilememişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sokullu Mehmet Paşa, denizciliğe &ouml;nem veren ve Osmanlı Devletinin geleceğinin denizlerde g&uuml;&ccedil;l&uuml; olmasına bağlı olduğunu bilen bir baş vezir idi. Ne yazık ki Padişah 2. Selim; dirayetli ve iyi bir y&ouml;netici değildi. Vezir-i Azam Sokullu&rsquo;nun arkasında duramamış kanalın a&ccedil;ılması i&ccedil;in &ouml;nceki dedeleri gibi kararlı bir duruş g&ouml;sterememişti.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu muazzam ve &ouml;nemli proje; Kırım Hanı Devlet Giray başta olmak &uuml;zere kişisel menfaatlerini devletten &uuml;st&uuml;n tutan devlet y&ouml;neticileri, b&uuml;rokratlar ve yeni&ccedil;eri askerleri y&uuml;z&uuml;nden akamete uğramıştı. Buna karşılık aradan 400 yıl ge&ccedil;tikten sonra Joseph Stalin tarafından 5 yıllık bir kazı &ccedil;alışması sonunda 1952 yılında a&ccedil;ılmıştır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Don-Volga Kanalı sayesinde Volgagrad&rsquo; ın g&uuml;neyinden başlayarak 102 km ilerdeki Tsimlianski Baraj G&ouml;l&uuml;ne bağlanan bu suyolu, Don Nehri&rsquo;ne kavuşmaktadır. Sovyetler Birliği bu kanal sayesinde Karadeniz ve Hazar G&ouml;l&uuml;&rsquo;n&uuml; birleştirmiştir. Yetmedi; Hazar G&ouml;l&uuml;, Moskova &uuml;zerinden Baltık Denizi&rsquo;ne de bağlanarak b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyaya a&ccedil;ılmış artık adına Hazar Denizi denilmeye başlanmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">İşte şimdi de &ldquo;Kanal İstanbul&rdquo; gibi &ccedil;ok &ouml;nemli bir proje, bundan 450 yıl &ouml;ncesinde olduğu gibi yine engellenmeye &ccedil;alışılmaktadır. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan kararlı bir duruş g&ouml;stermez ise bu &ldquo;istemez&uuml;k&rdquo; taifesi yine başarılı olup denizciliğimizin gelişmesi a&ccedil;ısından da &ccedil;ok gerekli olan bu projeyi başarısız kılabilecektir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kanal İstanbul&rsquo;un ne derece &ouml;nemli ve gerekli bir proje olduğunu daha &ouml;nceki yazılarımda anlatmıştım. Allah nasip ederse b&ouml;ylesine &ouml;nemli bir suyolunun &ouml;nemine tekrar değineceğim. Fakat bug&uuml;nk&uuml; yazımda &ldquo;Sokullu, neden b&ouml;yle bir kanal a&ccedil;mayı istiyordu?&rdquo; sorusuna cevap aramak istiyorum.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Mesele sadece deniz yolu ile Doğu ve Batı arasında bir ticaret bağlantısı kurmak değildi. Bu coğrafyada yaşayan M&uuml;sl&uuml;man toplulukları bir &ccedil;atı altında birleştirerek &ldquo;İslam Birliği&rsquo;nin&rdquo; de sağlanması ama&ccedil;lanıyordu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Hazar G&ouml;l&uuml;&rsquo;n&uuml;n g&uuml;neyinde kurulmuş olan Safevi devleti, Şia propagandası yaparak adeta bir han&ccedil;er gibi İslam coğrafyasını ikiye b&ouml;l&uuml;yordu. Bu da yetmemiş gibi bir de Hıristiyan Rus tehlikesi baş g&ouml;stermişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Ruslar, 1552&rsquo;de Kazan&rsquo;ı ve 1556&rsquo;da da Astrahan&rsquo;ı (Ejderhan) ele ge&ccedil;irmiş Moskova Prensliği&rsquo;nin başına ge&ccedil;en Korkun&ccedil; İvan lakaplı &Ccedil;ar vasıtası ile g&ouml;z&uuml;n&uuml; Karadeniz&rsquo;e dikmişti. B&ouml;lgedeki M&uuml;sl&uuml;manlar Rus şiddetine karşı Osmanlı&rsquo;dan yardım istiyorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Artan Rus tehlikesi &uuml;zerine Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, Hazar Denizinin kuzeybatısındaki Astrahan&rsquo;a bir sefer d&uuml;zenlenmesi i&ccedil;in Padişah&rsquo;ı ikna ederek karar aldırmıştı. B&ouml;lgeyi Ruslardan kurtarıp kuzeyde Don ve Volga nehirlerinin yaklaştığı arazide bir kanal a&ccedil;mayı pl&acirc;nlamaktaydı. B&ouml;ylelikle Orta Asya M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk devletleri ile yakınlaşma sağlanacak, Rusların Kafkaslara yayılması &ouml;nlenecek ve İran n&uuml;fuzuna da engel olunabilecekti. Ancak şimdi olduğu gibi muhalifler; &ldquo;bu projenin bir hayali girişim olduğunu, boş yere devleti nihayetsiz masraf ve zarara sokacağını&rdquo; ifade ediyorlardı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sokullu, Şıkk-ı s&acirc;ni defterdarı &Ccedil;erkez Kasım Bey&#39;i Beylerbeyi yaparak Astrahan seferiyle paralel y&uuml;r&uuml;t&uuml;lmesi planlanan bu kanal girişimini başlatmıştı. Kanal kazılacak yer olarak Astrahan&rsquo;ın biraz kuzeyindeki Eski Yunanlar tarafından Don&rsquo;un ve Volga&rsquo;nın, iki ayrı denize d&ouml;k&uuml;lmeden &ouml;nce, &uuml;zerinden ge&ccedil;tiği en sığ toprak olarak tespit edilmişti. (Bu konuda Emine Sonnur &Ouml;zcan&rsquo;ın &ldquo;Asya&rsquo;dan Afrika&rsquo;ya Osmanlı&rsquo;nın 16. Y&uuml;zyıl Kanal Projeleri&rdquo; başlıklı Kasım 2013 yılında yayınlanan T&Uuml;BİTAK Bilim ve Teknik Dergisinden istifade edilebilir)</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Osmanlı Devleti hem sefer hem de kanal i&ccedil;in Azak Kalesi merkez olmak &uuml;zere toplanmıştı. Burası hem seferin &ouml;nemli bir dayanağı, hem de harek&acirc;tın &ccedil;ıkış noktası olmuştu. Nisan 1569 tarihinde, Kaptan Mustafa Paşa komutasındaki donanma ile &uuml;&ccedil; bin yeni&ccedil;eri b&ouml;lgeye sevk edildi. Asıl kuvvetler ile amele ve levazım sevki ise Ağustos 1569 tarihinde Osmanlı donanması ile yapıldı. Ayıca kanal kazısında &ccedil;alışmak &uuml;zere 30.000 Nogay Tatarı iş&ccedil;i olarak tutulmuştu. (Bu konuda Halil İnalcık&rsquo;ın 1948 yılında yayınladığı &quot;Osmanlı-Rus Rekabetinin Menşei ve Don-Volga Kanalı Teşebb&uuml;s&uuml; -1569&quot; başlıklı &ccedil;alışması &ccedil;ok değerlidir)</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">1569 Ağustos&#39;unda Kefe Beylerbeyi &Ccedil;erkez Kasım Paşa tarafından Don Nehri&#39;nin bir kolu olan Ilovlya &Ccedil;ayı ile Volga&#39;nın kolu Kamsyshinka &Ccedil;ayı arasında kanal kazılmaya başlandı. (Bu b&ouml;lgede şu anda Petrov Val kasabası bulunmaktadır) &Uuml;&ccedil; ay i&ccedil;inde iki nehir arasındaki mesafenin &uuml;&ccedil;te biri kazılmış ancak &ccedil;eşitli kışkırtmacılar tarafından iş&ccedil;i ve askerler arasında hoşnutsuzluklar &ccedil;ıkarılmıştı.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kanalın inşası ile Osmanlı Devleti&#39;ne karşı yarı &ouml;zerk olan Kırım Hanlığındaki otoritesinin sarsılacağını d&uuml;ş&uuml;nen Devlet Giray&rsquo;ın da bu kışkırtmalarda rol aldığı tarih&ccedil;iler tarafından belirtilmektedir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu esnada Ruslar&rsquo;ın da saldırıları da artmış &uuml;stelik mevsimin kışa d&ouml;nmesi de kanal kazısını yavaşlatmıştı. Sonunda kanal işini yarıda bırakıp doğrudan Astrahan &uuml;zerine sefer yapılması konusunda Padişah II. Selim ikna edilmişti. B&ouml;ylece kanal projesi yarım kalmış yetmedi Kasım Paşa&#39;nın yeni&ccedil;erilere geri &ccedil;ekilme emri vermesi ile sefer de başarısız kalmıştır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Osmanlı ve Kırım ordusu, geri &ccedil;ekilme esnasında bataklıklar nedeni ile &ccedil;ok zarar g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;. Bu arada m&uuml;himmat ve erzak depolanan Azak kalesi, isyancı Yeni&ccedil;eriler tarafından barut deposunun patlatılmasıyla yıkılmıştı. Bu gelişmeler kanal girişiminin tamamen terk edilmesine yol a&ccedil;mıştır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Ccedil;ar Korkun&ccedil; İvan, Volga nehri &uuml;zerindeki bir adaya Yeni Astrahan&#39;ı kurmuş hem Don-Volga Kanalı Projesini hem de Astrahan seferini başarısız kılmıştı. İşte Osmanlı devletinin yıkılma s&uuml;recini incelerken bu ihanetleri de g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne almak gerekiyor.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Fakat Stalin, Sokullu gibi işi yarıda bırakacak birisi değildi. Nitekim 2. D&uuml;nya Savaşı sonrasında esir alınan Alman askerlerini ve halk d&uuml;şmanı olarak tanımladığı muhalif Rusları, s&uuml;rekli vardiya usul&uuml; kullanarak beş yıllık bir kazı &ccedil;alışması sonucunda 1952 tarihinde bitirmiştir.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu kanal 68 yıldır kullanılmaktadır ve Hazar Denizindeki Azerbaycan, Kazakistan, İran, T&uuml;rkmenistan limanlarını d&uuml;nyaya a&ccedil;maktadır. Rus m&uuml;hendis ve teknisyenler baraj g&ouml;l&uuml; nedeniyle oluşan kot farkını, aynı Panama kanalında olduğu gibi havuz sistemiyle aşmışlardır. Gemiler, baraj g&ouml;l&uuml;nden nehir yatağına inerken seviye havuzları sayesinde adeta bir asans&ouml;r gibi iniş-&ccedil;ıkış yaparak ilerleyebilmektedirler.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kanala paralel olarak bir tren hattı ve bir de karayolu uzanmaktadır. İşte deniz-tren ve karayolu ağı ile Sibirya&rsquo;nın, Hazar&rsquo;ın ve Urallar&rsquo;ın t&uuml;m zenginliklerini d&uuml;nyaya ulaştırabilmektedir. İşte Kanal İstanbul ile bu a&ccedil;ıdan benzerlikler taşıyan ulaştırma ağı, lojistik merkez olma a&ccedil;ısından &ccedil;ok &ouml;nemlidir.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Kıssadan hisse bu olmak gerektir ki; suyolları diğer bir ismi ile waterway&rsquo;lar&nbsp; &uuml;lke ekonomileri ve devletin bekası i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Sovyetler Birliği&rsquo;nin uzun bir m&uuml;ddet boyunca d&uuml;nyanın s&uuml;per g&uuml;c&uuml; olabilmesinin altında yatan en &ouml;nemli nedenlerden bir tanesi de denizciliğe ve &ouml;zellikle de suyollarına verdiği &ouml;nemden dolayıdır. Eğer T&uuml;rkiye&rsquo;nin d&uuml;nyanın en gelişmiş &uuml;lkelerinden birisi olmasını arzu ediyor isek Kanal İstanbul bir tarafa, daha bir &ccedil;ok yerde kanallar a&ccedil;mamız gerekmektedir. Uygun nehirlerimiz vardır ve &ouml;rnek &ccedil;alışmalarla bu coğrafi zenginliklerimiz değerlendirilmek zorundadır. Buraya harcanan paralar asla israf değildir. Bilakis geleceğimiz a&ccedil;ısından son derece &ouml;nemlidir, vesselam&hellip;&nbsp;</span><br /> &nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.