Bilal Dursun YILMAZ
Köşe Yazarı
Bilal Dursun YILMAZ
 

Duygular Anlatılabilir mi?

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Saat yarıma gelirken o meşum gecenin başladığının farkında oldum. Ne olduğunu anlamaya &ccedil;alışırken Reis-i Cumhurun televizyona canlı bağlanmasına tevafuk ettim. Tam o sırada kardeşlerim işten eve geldi birbirimize &ldquo;ne oluyor&rdquo; dedik ve bu soru akabinde beş dakika i&ccedil;inde apar topar dışarı &ccedil;ıktık. Arabaya bindiğimizde havaalanına mı, kent meydanına mı, nereye gidecektik d&uuml;ş&uuml;nmemiştik bile&hellip; İşte o gece sokağa &ccedil;ıkmamış olanlar bizi sokağa atan bu duyguyu hi&ccedil;bir zaman hissetmeyeceklerdir.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hani insanlar bazen birbirini teselli etmek i&ccedil;in &ldquo;seni anlıyorum&rdquo; &ldquo;yaşadıklarını hissediyorum&rdquo; gibi c&uuml;mleler kurar ya işte o c&uuml;mleler &ccedil;ok bir şey ifade etmeyen ama s&ouml;ylenilmesine ihtiya&ccedil; duyulduğu i&ccedil;in s&ouml;ylenen s&ouml;zlerdir.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Millet olarak devlet olma tarihimiz bin yıllara dayanıyor. Yery&uuml;z&uuml;nde devletsiz yaşamayan nadir uluslardan biriyiz. Elbette &ccedil;ok savaşlar kazandığımız gibi &ccedil;ok mağlubiyetlerde yaşadık. Eğer mağlubiyetlerimiz olmasaydı yeni devletler kurmamıza da ihtiyacımız olmazdı. Şecaatin fıtratımıza konulmuş bir duygu olduğuna iman edenlerdenim.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Ouml;zellikle yakın tarihimiz olan kurtuluş savaşı m&uuml;cadelemiz, bilhassa &Ccedil;anakkale savaşı y&uuml;reğimi hep titretmiştir. O destansı m&uuml;cadeleye katılan ruh nasıl bir ruhmuş diye kendime hep sormuş, i&ccedil;ten i&ccedil;e &ldquo;acaba şimdi olsa ben ne yaparım&rdquo; diye nefsimi &ccedil;ok kez yoklamışımdır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet,&nbsp; yazıya &Ccedil;anakkale gibi bir kutsalımızla başlayınca o gece olaya sadece h&uuml;k&uuml;metin iktidar kaybı olarak bakıp birka&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k tedariki i&ccedil;in bankamatiklere koşanlar elbette kızacaklar. Kızabilirler hatta kendi d&uuml;nyalarından haklı bile olabilir &ccedil;&uuml;nk&uuml; onlar o gece sokağa &ccedil;ıkmadığı i&ccedil;in hi&ccedil; bir zaman bu duygunun nasıl bir ruh hali olduğunu anlayamayacaklar&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, o gece &uuml;&ccedil; kardeşimle birlikte dışarı &ccedil;ıktığımız da &uuml;&ccedil;&uuml;m&uuml;zde yeni evli sayılırdık. Benim 1 ve 3 yaşında iki &ccedil;ocuğum, diğer biladerin 2 yaşında bir &ccedil;ocuğu vardı. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; biladerimiz hen&uuml;z evliydi daha &ccedil;ocuğu yoktu. Olayı bile tam algılayabilmiş değildik lakin işin i&ccedil;inde asker vardı, darbe s&ouml;ylentileri dolaşıyordu ama bunun boyutunu, durumunu neler olduğu y&ouml;n&uuml;nde hi&ccedil; bir şey bilmiyorduk. Strateji bilmiyorduk, nerede ne var bilmiyorduk. Hatta Karşıyaka&rsquo;dan Konak Meydanına ge&ccedil;erken mahiyetinin ne olduğunu bilmediğimiz Bayraklı Altınyol &uuml;zerinde askeri bir yerleşke vardı. Acaba &ouml;n&uuml;m&uuml;ze &ccedil;ıkarlar mı, yolumuzu kapatırlar mı, bize engel olurlar mıydı? aklımıza bu sorular gelse de devam ettik arkamızı d&uuml;ş&uuml;nmek, geri d&ouml;nmek aklımıza bile gelmiyordu. Ara&ccedil;la Basmane&rsquo;ye kadar ancak gittik &ccedil;&uuml;k&uuml; yollar tıkanmış,&nbsp; insanlar meydana doğru akmaya başlamıştı tek bir derdimiz vardı Vallahi tek bir derdimiz acaba bizim yapabileceğimiz ne vardı bunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorduk. Allah&rsquo;ım, telefonumun bile şarjı yok. Biladerlerle başka akrabaları, arayabileceğimiz t&uuml;m tanıdıklarımızı arıyor, &ccedil;ıkın meydanlara diyorduk. Basmane&rsquo;ye varmadan arabayı yol kenarında bırakıp kalabalığa karıştık. Hayatımda stadyuma gitmemiş,&nbsp; tek başına olduğum yerlerde bile sesimi kendimden başkasının duyacağı kadar y&uuml;kseltmemiş, hi&ccedil; slogan atmamış biri olarak boğazım yırtılırcasına haykırıyordum &ldquo;yedirmeyeceğiz&rdquo; bunu derken g&ouml;z&uuml;mde hep merhum Menderes&rsquo;in silueti vardı. Bu reis sevgisi falan değildi. Bu bir duruşun haykırışıydı. Evet, atalarımız Menderes&rsquo;e sessiz kalmıştı biz de bu duruma sesiz kalırsak bu utan&ccedil;la bu devranın hep b&ouml;yle gitmesine onay verecektik. Haykırışımız bu devranın b&ouml;yle gitmeyeceğineydi. Konak Meydanına vardığımızda her taraftan insanların sel gibi geldiğini g&ouml;rmek bize umut verdi. Bu coşku direnişimizi diri tutmaya fazlasıyla yetiyor, bize cesaret veriyordu. Lakin daha fazla bir şey yapmak istiyordum. Hitabetim fena sayılmazdı acaba caminin hoparl&ouml;r&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irebilir miydim sadece orada yapabileceğim hissiyatımı alabildiğince paylaşmak, direnişi haykırmaktı, fakat oraya da yetişmem m&uuml;mk&uuml;n olmadı. O gece orada bulunan insanlar sabaha kadar m&uuml;thiş bir vakar i&ccedil;inde dua ettiler. Herkes telefonlardan ve meydanda bulunan yetkililerden gelen haberleri dinliyor bir kişi bile meydandan uzaklaşmıyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde alınan haberler umut veriyordu, valiliğin ışıkları hep a&ccedil;ıktı. Lakin İzmir metropol&uuml;n&uuml;n &ouml;n&uuml;nde ger&ccedil;ekleşen o b&uuml;y&uuml;k gecede belediyenin ışıkları hep kapalıydı&hellip; Sabah olup g&uuml;n ışıdığında meydanda g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bazı tanıdık simalarla birlikte d&uuml;nya g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml;n benden hayli uzak olduğunu d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m tanımadığım diğer simalar da umutlarımı arttırmış mensubu olduğum milletime karşı muhabbetim bin kat artmıştı.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hatta o tanıdık simaların birinden s&ouml;z etmek istiyorum. İzmir&rsquo;in b&uuml;y&uuml;k sağlık kurumlarından biri olan ve halk dilinde &ldquo;Yeşilyurt Devlet Hastanesi&rdquo; olarak bilinen kurumun Başhekim Yardımcı Cerrah Mehmet Bayındır o gece oradaydı kendisine sadece sarıldım, konuşmadık&hellip; Neden bu &ouml;rneği verdim; &ccedil;ok ş&uuml;k&uuml;r o gece ordumuzun feraset sahibi komutanları, emniyet g&uuml;&ccedil;leri, siyasiler ve halkın azim ve gayreti cuntacıları alt etmiş devlet, emperyalistlerin maşalarına teslim edilmemişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sonrasında bu ruhu canlı tutmak, hem de tedbiri elden bırakmamak adına Reisin talimiyle &ldquo;gece n&ouml;betleri&rdquo; başladı. İstanbul&rsquo;da ki b&uuml;y&uuml;k n&uuml;mayişin sponsoru FET&Ouml;&rsquo;n&uuml;n en &ouml;nemli himmet ağalarından biriydi. En b&uuml;y&uuml;k 500 sanayi kuruluşu i&ccedil;inde yer alan bir firma sahibi&hellip; İzmir&rsquo;de ki FET&Ouml; kurumlarının en &ouml;nemli finans&ouml;r&uuml;&hellip; Elbette bu durum onu kurtaramadı&hellip; Artık &uuml;lkede olağan&uuml;st&uuml; bir hal yaşanıyordu birka&ccedil; hafta sonra mahiyetini tam &ouml;ğrenemesem de İzmir&rsquo;deki o gece bizimle meydanda sabahlayan cerrahımıza kurumunda FET&Ouml;&rsquo;c&uuml; dedikodusu yapıldığını duydum&hellip; Sonrasında daha neler daha neler evet &ouml;yle bir badire yaşamıştık ki &ldquo;at izi, it izine karışmıştı&rdquo;. O gece o meydanlara &ccedil;ıkanları empatiyle falan anlamak m&uuml;mk&uuml;n değildir o anı yaşamadık&ccedil;a&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu yazı o meşum gecenin seneyi devriyesinde duygularımı anlatmak i&ccedil;in bir denemeydi. Acaba duygular k&acirc;ğıda d&ouml;k&uuml;l&uuml;r m&uuml; denemesi, lakin d&ouml;kemedim. D&ouml;k&uuml;lebilse de ben o kadar mahir değilim ki d&ouml;kemedim&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O gece meydanlara &ccedil;ıkmayanlar o gecenin mahiyetini anlasalar da hi&ccedil;bir zaman bunu hissedemeyeceklerdir. Evet, &Ccedil;anakkale&rsquo;de yazılan destan demek ki bu ruhla belki daha fazlasıyla yazıldı. Elbette o gece avu&ccedil; ovuşturup, i&ccedil;in i&ccedil;in sevinenler bu g&uuml;n i&ccedil;in vicdanları sızlatan pek &ccedil;ok şey dediler ve diyecekler de&hellip; Onların en vatanseverleri şunları diyordu: &ldquo;asker ger&ccedil;ekten darbe yapmak isteseydi sokağa &ccedil;ıkanlar mı durduracaktı?&rdquo; ama aynı insanlara yedi d&uuml;vel Avrupa&rsquo;nın topuna t&uuml;feğine mekteplerden giden ve t&uuml;fekten &ouml;te silahı olmayan belki &ccedil;oğunda o da olmayan &ccedil;ocuklar mı engel oldu denilse &ldquo;onu karıştırma, bununla kıyaslama&rdquo; derler. İşte bu ruhun ne olduğunu anlamak i&ccedil;in sadece o gece sokakta olmak k&acirc;fiydi. Sonraki geceler bu n&uuml;mayişlerde &ccedil;ok m&uuml;nafık da meydanlarda oldu. Lakin o gece medyalara koşanlar, sokakları arşınlayanlar mevcudiyetlerini ortaya koymuş her şeyi g&ouml;ze almıştı. O gece tankın, namlunun &ouml;n&uuml;ne &ccedil;ıkıp meydanlarda şehit olanların ruhuna el Fatiha diyorum bu millet ebediyen size minnettar kalacak&hellip; Elbette g&uuml;n gelecek at izi iti izinden tefrik edilecek, tarihin sayfalarında birka&ccedil; satır da olsa şunlar yazılacaktır: &ldquo;emperyalistler; i&ccedil;imizdeki maşalarını kullanarak T&uuml;rkiye Cumhuriyetini teslim almak istediler, halk &ccedil;elik zırhlı tanka karşı &ccedil;elik imanlı g&ouml;ğs&uuml;n&uuml; siper ederek teslim etmedi&hellip;&rdquo;.</span></p>
Ekleme Tarihi: 15 Temmuz 2019 - Pazartesi

Duygular Anlatılabilir mi?

<p><span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Saat yarıma gelirken o meşum gecenin başladığının farkında oldum. Ne olduğunu anlamaya &ccedil;alışırken Reis-i Cumhurun televizyona canlı bağlanmasına tevafuk ettim. Tam o sırada kardeşlerim işten eve geldi birbirimize &ldquo;ne oluyor&rdquo; dedik ve bu soru akabinde beş dakika i&ccedil;inde apar topar dışarı &ccedil;ıktık. Arabaya bindiğimizde havaalanına mı, kent meydanına mı, nereye gidecektik d&uuml;ş&uuml;nmemiştik bile&hellip; İşte o gece sokağa &ccedil;ıkmamış olanlar bizi sokağa atan bu duyguyu hi&ccedil;bir zaman hissetmeyeceklerdir.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hani insanlar bazen birbirini teselli etmek i&ccedil;in &ldquo;seni anlıyorum&rdquo; &ldquo;yaşadıklarını hissediyorum&rdquo; gibi c&uuml;mleler kurar ya işte o c&uuml;mleler &ccedil;ok bir şey ifade etmeyen ama s&ouml;ylenilmesine ihtiya&ccedil; duyulduğu i&ccedil;in s&ouml;ylenen s&ouml;zlerdir.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Millet olarak devlet olma tarihimiz bin yıllara dayanıyor. Yery&uuml;z&uuml;nde devletsiz yaşamayan nadir uluslardan biriyiz. Elbette &ccedil;ok savaşlar kazandığımız gibi &ccedil;ok mağlubiyetlerde yaşadık. Eğer mağlubiyetlerimiz olmasaydı yeni devletler kurmamıza da ihtiyacımız olmazdı. Şecaatin fıtratımıza konulmuş bir duygu olduğuna iman edenlerdenim.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">&Ouml;zellikle yakın tarihimiz olan kurtuluş savaşı m&uuml;cadelemiz, bilhassa &Ccedil;anakkale savaşı y&uuml;reğimi hep titretmiştir. O destansı m&uuml;cadeleye katılan ruh nasıl bir ruhmuş diye kendime hep sormuş, i&ccedil;ten i&ccedil;e &ldquo;acaba şimdi olsa ben ne yaparım&rdquo; diye nefsimi &ccedil;ok kez yoklamışımdır.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet,&nbsp; yazıya &Ccedil;anakkale gibi bir kutsalımızla başlayınca o gece olaya sadece h&uuml;k&uuml;metin iktidar kaybı olarak bakıp birka&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k tedariki i&ccedil;in bankamatiklere koşanlar elbette kızacaklar. Kızabilirler hatta kendi d&uuml;nyalarından haklı bile olabilir &ccedil;&uuml;nk&uuml; onlar o gece sokağa &ccedil;ıkmadığı i&ccedil;in hi&ccedil; bir zaman bu duygunun nasıl bir ruh hali olduğunu anlayamayacaklar&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Evet, o gece &uuml;&ccedil; kardeşimle birlikte dışarı &ccedil;ıktığımız da &uuml;&ccedil;&uuml;m&uuml;zde yeni evli sayılırdık. Benim 1 ve 3 yaşında iki &ccedil;ocuğum, diğer biladerin 2 yaşında bir &ccedil;ocuğu vardı. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; biladerimiz hen&uuml;z evliydi daha &ccedil;ocuğu yoktu. Olayı bile tam algılayabilmiş değildik lakin işin i&ccedil;inde asker vardı, darbe s&ouml;ylentileri dolaşıyordu ama bunun boyutunu, durumunu neler olduğu y&ouml;n&uuml;nde hi&ccedil; bir şey bilmiyorduk. Strateji bilmiyorduk, nerede ne var bilmiyorduk. Hatta Karşıyaka&rsquo;dan Konak Meydanına ge&ccedil;erken mahiyetinin ne olduğunu bilmediğimiz Bayraklı Altınyol &uuml;zerinde askeri bir yerleşke vardı. Acaba &ouml;n&uuml;m&uuml;ze &ccedil;ıkarlar mı, yolumuzu kapatırlar mı, bize engel olurlar mıydı? aklımıza bu sorular gelse de devam ettik arkamızı d&uuml;ş&uuml;nmek, geri d&ouml;nmek aklımıza bile gelmiyordu. Ara&ccedil;la Basmane&rsquo;ye kadar ancak gittik &ccedil;&uuml;k&uuml; yollar tıkanmış,&nbsp; insanlar meydana doğru akmaya başlamıştı tek bir derdimiz vardı Vallahi tek bir derdimiz acaba bizim yapabileceğimiz ne vardı bunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorduk. Allah&rsquo;ım, telefonumun bile şarjı yok. Biladerlerle başka akrabaları, arayabileceğimiz t&uuml;m tanıdıklarımızı arıyor, &ccedil;ıkın meydanlara diyorduk. Basmane&rsquo;ye varmadan arabayı yol kenarında bırakıp kalabalığa karıştık. Hayatımda stadyuma gitmemiş,&nbsp; tek başına olduğum yerlerde bile sesimi kendimden başkasının duyacağı kadar y&uuml;kseltmemiş, hi&ccedil; slogan atmamış biri olarak boğazım yırtılırcasına haykırıyordum &ldquo;yedirmeyeceğiz&rdquo; bunu derken g&ouml;z&uuml;mde hep merhum Menderes&rsquo;in silueti vardı. Bu reis sevgisi falan değildi. Bu bir duruşun haykırışıydı. Evet, atalarımız Menderes&rsquo;e sessiz kalmıştı biz de bu duruma sesiz kalırsak bu utan&ccedil;la bu devranın hep b&ouml;yle gitmesine onay verecektik. Haykırışımız bu devranın b&ouml;yle gitmeyeceğineydi. Konak Meydanına vardığımızda her taraftan insanların sel gibi geldiğini g&ouml;rmek bize umut verdi. Bu coşku direnişimizi diri tutmaya fazlasıyla yetiyor, bize cesaret veriyordu. Lakin daha fazla bir şey yapmak istiyordum. Hitabetim fena sayılmazdı acaba caminin hoparl&ouml;r&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irebilir miydim sadece orada yapabileceğim hissiyatımı alabildiğince paylaşmak, direnişi haykırmaktı, fakat oraya da yetişmem m&uuml;mk&uuml;n olmadı. O gece orada bulunan insanlar sabaha kadar m&uuml;thiş bir vakar i&ccedil;inde dua ettiler. Herkes telefonlardan ve meydanda bulunan yetkililerden gelen haberleri dinliyor bir kişi bile meydandan uzaklaşmıyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde alınan haberler umut veriyordu, valiliğin ışıkları hep a&ccedil;ıktı. Lakin İzmir metropol&uuml;n&uuml;n &ouml;n&uuml;nde ger&ccedil;ekleşen o b&uuml;y&uuml;k gecede belediyenin ışıkları hep kapalıydı&hellip; Sabah olup g&uuml;n ışıdığında meydanda g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m bazı tanıdık simalarla birlikte d&uuml;nya g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml;n benden hayli uzak olduğunu d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m tanımadığım diğer simalar da umutlarımı arttırmış mensubu olduğum milletime karşı muhabbetim bin kat artmıştı.&nbsp;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Hatta o tanıdık simaların birinden s&ouml;z etmek istiyorum. İzmir&rsquo;in b&uuml;y&uuml;k sağlık kurumlarından biri olan ve halk dilinde &ldquo;Yeşilyurt Devlet Hastanesi&rdquo; olarak bilinen kurumun Başhekim Yardımcı Cerrah Mehmet Bayındır o gece oradaydı kendisine sadece sarıldım, konuşmadık&hellip; Neden bu &ouml;rneği verdim; &ccedil;ok ş&uuml;k&uuml;r o gece ordumuzun feraset sahibi komutanları, emniyet g&uuml;&ccedil;leri, siyasiler ve halkın azim ve gayreti cuntacıları alt etmiş devlet, emperyalistlerin maşalarına teslim edilmemişti.</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Sonrasında bu ruhu canlı tutmak, hem de tedbiri elden bırakmamak adına Reisin talimiyle &ldquo;gece n&ouml;betleri&rdquo; başladı. İstanbul&rsquo;da ki b&uuml;y&uuml;k n&uuml;mayişin sponsoru FET&Ouml;&rsquo;n&uuml;n en &ouml;nemli himmet ağalarından biriydi. En b&uuml;y&uuml;k 500 sanayi kuruluşu i&ccedil;inde yer alan bir firma sahibi&hellip; İzmir&rsquo;de ki FET&Ouml; kurumlarının en &ouml;nemli finans&ouml;r&uuml;&hellip; Elbette bu durum onu kurtaramadı&hellip; Artık &uuml;lkede olağan&uuml;st&uuml; bir hal yaşanıyordu birka&ccedil; hafta sonra mahiyetini tam &ouml;ğrenemesem de İzmir&rsquo;deki o gece bizimle meydanda sabahlayan cerrahımıza kurumunda FET&Ouml;&rsquo;c&uuml; dedikodusu yapıldığını duydum&hellip; Sonrasında daha neler daha neler evet &ouml;yle bir badire yaşamıştık ki &ldquo;at izi, it izine karışmıştı&rdquo;. O gece o meydanlara &ccedil;ıkanları empatiyle falan anlamak m&uuml;mk&uuml;n değildir o anı yaşamadık&ccedil;a&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">Bu yazı o meşum gecenin seneyi devriyesinde duygularımı anlatmak i&ccedil;in bir denemeydi. Acaba duygular k&acirc;ğıda d&ouml;k&uuml;l&uuml;r m&uuml; denemesi, lakin d&ouml;kemedim. D&ouml;k&uuml;lebilse de ben o kadar mahir değilim ki d&ouml;kemedim&hellip;</span><br /> <span style="color:rgb(34, 34, 34); font-family:arial,helvetica,sans-serif; font-size:small">O gece meydanlara &ccedil;ıkmayanlar o gecenin mahiyetini anlasalar da hi&ccedil;bir zaman bunu hissedemeyeceklerdir. Evet, &Ccedil;anakkale&rsquo;de yazılan destan demek ki bu ruhla belki daha fazlasıyla yazıldı. Elbette o gece avu&ccedil; ovuşturup, i&ccedil;in i&ccedil;in sevinenler bu g&uuml;n i&ccedil;in vicdanları sızlatan pek &ccedil;ok şey dediler ve diyecekler de&hellip; Onların en vatanseverleri şunları diyordu: &ldquo;asker ger&ccedil;ekten darbe yapmak isteseydi sokağa &ccedil;ıkanlar mı durduracaktı?&rdquo; ama aynı insanlara yedi d&uuml;vel Avrupa&rsquo;nın topuna t&uuml;feğine mekteplerden giden ve t&uuml;fekten &ouml;te silahı olmayan belki &ccedil;oğunda o da olmayan &ccedil;ocuklar mı engel oldu denilse &ldquo;onu karıştırma, bununla kıyaslama&rdquo; derler. İşte bu ruhun ne olduğunu anlamak i&ccedil;in sadece o gece sokakta olmak k&acirc;fiydi. Sonraki geceler bu n&uuml;mayişlerde &ccedil;ok m&uuml;nafık da meydanlarda oldu. Lakin o gece medyalara koşanlar, sokakları arşınlayanlar mevcudiyetlerini ortaya koymuş her şeyi g&ouml;ze almıştı. O gece tankın, namlunun &ouml;n&uuml;ne &ccedil;ıkıp meydanlarda şehit olanların ruhuna el Fatiha diyorum bu millet ebediyen size minnettar kalacak&hellip; Elbette g&uuml;n gelecek at izi iti izinden tefrik edilecek, tarihin sayfalarında birka&ccedil; satır da olsa şunlar yazılacaktır: &ldquo;emperyalistler; i&ccedil;imizdeki maşalarını kullanarak T&uuml;rkiye Cumhuriyetini teslim almak istediler, halk &ccedil;elik zırhlı tanka karşı &ccedil;elik imanlı g&ouml;ğs&uuml;n&uuml; siper ederek teslim etmedi&hellip;&rdquo;.</span></p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.