Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
Köşe Yazarı
Prof.Dr Cahit KURBANOĞLU
 

KUTLU DOĞUM 57 SİKKE-İ EHADİYET

KUTLU DOĞUM 57 SİKKE-İ EHADİYET Bu görünen icadın gösterdiği kuvvet ve faaliyeti görmek istersen, şu gelen fıkralara dikkat et: 1. O icad fiili, pek azîm ve geniş bir sehavet-i mutlakadan (sınırsız, şartsız cömertlikten) geliyor. 2. Bir suhulet-i mutlaka (sınırsız kolaylık) ile bir kuvvet-i mutlakadan (sınırsız güçten) çıkıyor. 3. Mutlak bir intizamla (sınırsız bir düzenle), sür'at-i mutlakada (sınırsız hızda) meydana geliyor. 4. Mevzun (dengeli) ve mizanlı (ölçülü) olarak bir vüs'at-i mutlakada (sınırsız genişlikte) bulunuyor. 5. Güzel bir eser-i san'at (sanat eseri) olmakla beraber, mutlak (sınırsız) bir ucuzlukta görünüyor. 6. Taallûk ettiği (bağlantılı olduğu) şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak (varlıklar arasında tam ve kusursuz ayırımın olması) ve adem-i iltibasla (herhangi bir karıştırma hâlinin olmadan) yapılıyor. 7. Mahall-i taallûku (bağlantılı ve ilgili olduğu yer, bölgeler) gayr-ı mütenahi olmakla beraber, eserlerinde çirkinlik görünmez, ahsen (en güzel) şekilde husule gelir. 8. Efrad ve envâ (ferdler ve nevler) arasında, bu'd-u mutlak (sınırsız uzaklık) ile beraber, tevafuk-u mutlak (sınırsız uyum) var. Arkadaş! Bu fıkraların herbirisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir (bir damgayı açıklamaya yeterlidir). Bakınız, en harika bir sehavetle (cömertlikle) en harika bir hüsn-ü san'at (sanat güzelliği), muhit bir kudretin hassasıdır (her şeyi kuşatan Allah’ın kudretinin özelliğidir). Ve intizamla (düzen ve tertiple) beraber harika bir suhulet (kolaylık), hiçbir şeyden âciz olmayan (herşeyi yapabilen) muhit (herşeyi kuşatan) bir ilim sahibine mahsustur. Tartılmış gibi gayet mizanlı (ölçülü) olmakla beraber, mu'cizâne (mucizeli) bir sür'at-i mutlaka (sınırsız hız), herşeyi emrine ve kudretine teshir eden Zâta mahsustur (herşeyi kudretine boyun eğdiren Allah’a has bir şeydir). Nevilerin (türleri) pek dağınık bulunmasından, pek geniş bir tasarrrufla (dilediği gibi kullanma ve yönetmeyle) harika bir hüsn-ü san'at (sanat güzelliği ile), ilim ve kudretiyle herşeyin yanında bulunan Zâta hastır (Allah’a mahsustur). Kesret ve mebzuliyetle (çokluk ve bollukla) beraber her ferdin san'at itibarıyla (bakımından) kıymettar (değerli) olması, sonsuz bir zenginlikle gayr-ı mütenahi hazinelere malik olan Zâta mahsustur (sonsuz hazinelere sahip olan Allah’a hastır). (Mesnevi-i Nuriye 50) O halde böyle tasarruf sahibi bir Zat hiç mümkün müdür ki bir elçi vasıtasıyla kendini tanıtmasın ve bildirmesin. İşte o tarif edici tanıtıcı muallim ise Resulü Ekrem asm dır. 08.05.2025 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Ekleme Tarihi: 08 June 2025 - Sunday

KUTLU DOĞUM 57 SİKKE-İ EHADİYET

KUTLU DOĞUM 57 SİKKE-İ EHADİYET Bu görünen icadın gösterdiği kuvvet ve faaliyeti görmek istersen, şu gelen fıkralara dikkat et: 1. O icad fiili, pek azîm ve geniş bir sehavet-i mutlakadan (sınırsız, şartsız cömertlikten) geliyor. 2. Bir suhulet-i mutlaka (sınırsız kolaylık) ile bir kuvvet-i mutlakadan (sınırsız güçten) çıkıyor. 3. Mutlak bir intizamla (sınırsız bir düzenle), sür'at-i mutlakada (sınırsız hızda) meydana geliyor. 4. Mevzun (dengeli) ve mizanlı (ölçülü) olarak bir vüs'at-i mutlakada (sınırsız genişlikte) bulunuyor. 5. Güzel bir eser-i san'at (sanat eseri) olmakla beraber, mutlak (sınırsız) bir ucuzlukta görünüyor. 6. Taallûk ettiği (bağlantılı olduğu) şeyler pek karışık olmakla beraber, büyük bir imtiyaz-ı mutlak (varlıklar arasında tam ve kusursuz ayırımın olması) ve adem-i iltibasla (herhangi bir karıştırma hâlinin olmadan) yapılıyor. 7. Mahall-i taallûku (bağlantılı ve ilgili olduğu yer, bölgeler) gayr-ı mütenahi olmakla beraber, eserlerinde çirkinlik görünmez, ahsen (en güzel) şekilde husule gelir. 8. Efrad ve envâ (ferdler ve nevler) arasında, bu'd-u mutlak (sınırsız uzaklık) ile beraber, tevafuk-u mutlak (sınırsız uyum) var. Arkadaş! Bu fıkraların herbirisi tek başına da o sikkeyi izhar etmeye kâfidir (bir damgayı açıklamaya yeterlidir). Bakınız, en harika bir sehavetle (cömertlikle) en harika bir hüsn-ü san'at (sanat güzelliği), muhit bir kudretin hassasıdır (her şeyi kuşatan Allah’ın kudretinin özelliğidir). Ve intizamla (düzen ve tertiple) beraber harika bir suhulet (kolaylık), hiçbir şeyden âciz olmayan (herşeyi yapabilen) muhit (herşeyi kuşatan) bir ilim sahibine mahsustur. Tartılmış gibi gayet mizanlı (ölçülü) olmakla beraber, mu'cizâne (mucizeli) bir sür'at-i mutlaka (sınırsız hız), herşeyi emrine ve kudretine teshir eden Zâta mahsustur (herşeyi kudretine boyun eğdiren Allah’a has bir şeydir). Nevilerin (türleri) pek dağınık bulunmasından, pek geniş bir tasarrrufla (dilediği gibi kullanma ve yönetmeyle) harika bir hüsn-ü san'at (sanat güzelliği ile), ilim ve kudretiyle herşeyin yanında bulunan Zâta hastır (Allah’a mahsustur). Kesret ve mebzuliyetle (çokluk ve bollukla) beraber her ferdin san'at itibarıyla (bakımından) kıymettar (değerli) olması, sonsuz bir zenginlikle gayr-ı mütenahi hazinelere malik olan Zâta mahsustur (sonsuz hazinelere sahip olan Allah’a hastır). (Mesnevi-i Nuriye 50) O halde böyle tasarruf sahibi bir Zat hiç mümkün müdür ki bir elçi vasıtasıyla kendini tanıtmasın ve bildirmesin. İşte o tarif edici tanıtıcı muallim ise Resulü Ekrem asm dır. 08.05.2025 Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.