HASİP TAYLAN
Köşe Yazarı
HASİP TAYLAN
 

KUR’AN VE HADİS IŞIĞINDA DÜNYA HAYATI (17)

<p><strong><u>Şirkin &ccedil;eşitleri:</u></strong> Ulemanın Kur&#39;an ve s&uuml;nnetten &ccedil;ıkardıkları deliller, Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;ya ortak koşmanın ve O&#39;na ortak edinmenin, kişiyi kimi zaman dinden &ccedil;ıkardığına, kimi zaman da dinden &ccedil;ıkarmayıp b&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahlara maruz bırakıldığına del&acirc;let etmektedir. Bu sebeple İsl&acirc;m &acirc;limleri şirki, b&uuml;y&uuml;k şirk, k&uuml;&ccedil;&uuml;k şirk ve gizli şirk olmak &uuml;zere esas itibarıyla &uuml;&ccedil; kategoriye ayırmışlardır.</p> <p>A) B&uuml;y&uuml;k Şirk,</p> <p>B) K&uuml;&ccedil;&uuml;k Şirk,</p> <p>C) Gizli Şirk.</p> <p>Bu tasnifi ayrı ayrı izah etmeye &ccedil;alışalım.</p> <p><strong><u>A-B&uuml;y&uuml;k Şirk:</u></strong> Allah&rsquo;ın Zatı, Sıfatı, Esması ve ef&rsquo;alı ile alakalı şirktir. Allah&rsquo;tan başka bir varlığa Allah&rsquo;a ibadet edercesine ibadet etmek, O&rsquo;nu &ouml;vercesine &ouml;vmek, darlık ve sıkıntı zamanında Allah&rsquo;tan yardım dilermiş gibi ondan yardım dilemek gibi ancak takdiri Allah&rsquo;a (c.c) mahsus olan bu &ouml;zelliklerle onu y&uuml;celtmektir.</p> <p>İtikad&rsquo;tan Misal verecek olursak: Başka bir varlığı Allah (c.c) gibi ibadete m&uuml;stahak kılmak,</p> <p>Amel&rsquo;den Misal verecek olursak: Allah (c.c) dışında başka varlıklar adına kurban kesmek,</p> <p>&nbsp;Akval&rsquo;dan Misal verecek olursak: Allah&rsquo;tan başkasına duada bulunmak gibi fiiller şirktir ve bu şirki işleyen dinden &ccedil;ıkar. Bu şirki işleyen şu Ayet-i kerimelerde de belirtildiği gibi d&ouml;rt felakete maruz kalır:</p> <p>1- &nbsp;<strong><span dir="RTL">لئن أشركت ليحبطن عملك</span></strong> (Zumer 65)&nbsp; &ldquo;<strong>b&uuml;t&uuml;n ameli heba olur</strong>&rdquo;.</p> <p>2-Tevbe etmediği takdirde, (c.c) <strong><span dir="RTL">إن الله لا يغفر أن يشرك به</span></strong> (Nisa 48) &ldquo;<strong>Allah (c.c) onu affetmez</strong>&rdquo;, Dolayısıyla dinden &ccedil;ıkmış olur ve</p> <p>3- <strong><span dir="RTL">إنه من يشرك بالله فقد حرم الله عليه الجنة</span></strong> &nbsp;(Maide 72) <strong>&ldquo;kendisine Cennet haram kılınır&rdquo;.</strong></p> <p>4- Ve neticede;&nbsp; <strong><span dir="RTL">إن الشرك لظلم عظيم </span></strong>(Lokman 13) <strong>&ldquo;şirk bir kimsenin nefsine yapmış en b&uuml;y&uuml;k zul&uuml;md&uuml;r.&rdquo;</strong></p> <p>B&ouml;yle bir m&uuml;şrik; varis olamaz, veraset bırakamaz, kalan malı beytulmala aktarılır. &Ouml;l&uuml;nce namazı kılınmaz. M&uuml;sl&uuml;man mezarlığına defnedilmez.</p> <p>İbn-i Mes&rsquo;ud (r.a)&rsquo;ın rivayet ettiğine g&ouml;re, Resul&uuml;llah (s.a.v) ş&ouml;yle buyurmuşlardır:&nbsp; <strong><em><span dir="RTL">من مات وهو يدعو من دون الله نداً دخل النار </span>&ldquo;Allah&rsquo;a ortak koşupta &ouml;len kimse ateştedir.&rdquo; </em></strong>(Buhari 4497).</p> <p>Keza, Cabir (r.a)&rsquo;dan rivayetle Resul&uuml;llah (s.a.v) ş&ouml;yle buyurmuşlardır: <strong><em><span dir="RTL">من لقي الله لا يشرك به شيئاً دخل الجنة، ومن لقيه يشرك به شيئاً دخل النار </span>&ldquo;Allah&rsquo;a ortak koşmadan Allah&rsquo;a kavuşan kimse Cennet&rsquo;e girmiştir. Lakin O&rsquo;na herhangi bir şeyi ortak koşmuşsa, o ateştedir.&rdquo; </em></strong>(M&uuml;slim 93).</p> <p><strong><u>B&uuml;y&uuml;k şirkin kısımları da şunlardır</u></strong>:</p> <p><strong>a-Rububiyet&rsquo;te yapılan şirk:</strong> Cenab-ı Hakk&#39;ın; her zaman her yerde her mahluka muhta&ccedil; olduğu şeyleri vermesinde, terbiye ve tedbir etmesinde ve malikiyeti ve besleyiciliği keyfiyetinde yapılan şirktir. Yani Allah&rsquo;ın (c.c) k&acirc;inat &uuml;st&uuml;ndeki yeg&acirc;ne ve tek otoritesinde, mutlak tasarruf ve idaresinde, icad ve icraatlarda, diriltme ve &ouml;ld&uuml;rmede, hayrın tecellisi ve şerrin definde ve buna benzer rububiyete talluk eden hususlarda veya gayba vukufiyyet, azamet ve Kibriya gibi isim ve sıfatları gereği itikada halel getirecek hususlarda Allah&rsquo;a (c.c) ortak koşmak veya direkt sebeplere bağlamak suretiyle, Allah&rsquo;ın (c.c) yerine başka varlıkları ikame etmektir.&nbsp;&nbsp;&nbsp;</p> <p>Misal: meyvenin oluşumunu yalnızca meyve ağacına veya yağmurun yağmasını yalnızca bulutlara ve keza depremin olmasını yalnızca fay hatlarına dayandırmak gibi Allah&rsquo;ın tasarruf ve idaresini yok sayarak O&rsquo;na ortak koşmaktır. H&acirc;lbuki şu Ayet-i kerimede belirtildiği gibi: <strong><span dir="RTL">وَمَا بِكُمْ مِنْ نِعْمَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ </span>&ldquo;Size ulaşan her nimet Allah&rsquo;tandır.&rdquo; </strong>(Nahl 53). Keza; <strong><span dir="RTL">مَا اَصَابَ مِنْ مُصٖيبَةٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ </span>&ldquo;Allah&#39;ın izni olmadan da hi&ccedil;bir musibet başa gelmez&rdquo; </strong>(Teğabun 11)</p> <p>Başka bir Ayet-i kerimede: <strong><span dir="RTL">مَا يَفْتَحِ اللّٰهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَاۚ وَمَا يُمْسِكْۙ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يم</span></strong> <strong>&ldquo;Allah&#39;ın insanlar i&ccedil;in a&ccedil;acağı rahmet kapısını kimse kapatamaz ve O&#39;nun kapattığını da kimse a&ccedil;amaz: &Ccedil;&uuml;nk&uuml; O, kudret ve hikmet Sahibidir.&rdquo; </strong>(Fatır 2).</p> <p>Keza Zumer suresinin 38. Ayetinde: <strong><span dir="RTL">قُلْ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَنِيَ اللّٰهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّه۪ٓ اَوْ اَرَادَن۪ي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِه۪ۜ قُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُو</span></strong><strong><span dir="RTL">ن</span></strong> <strong>&ldquo;De ki: &ldquo;Allah&#39;ı bırakıp taptıklarınıza bakarmısnız? Eğer Allah bana bir zarar vermek istese, bu taptıklarınız O&#39;nun vereceği zararı &ouml;nleyebilirler mi? Yahut bana rahmet dilese O&#39;nun rahmetini benden esirgeyebilirler mi?&rdquo; De ki: &ldquo;Allah bana yeter! O&#39;na g&uuml;ven duyanlar O&rsquo;na tevekk&uuml;l ederler.&rdquo; </strong>(Zumer 38).</p> <p>Gene bir diğer Ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk (c.c) ş&ouml;yle buyurmaktadır: <strong><span dir="RTL">قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ </span>&ldquo;De ki: &ldquo;G&ouml;klerde ve yerde Allah&#39;dan başka kimse gaybı bilmez.&rdquo; </strong>(Neml 65).</p> <p><u>İbni Teymiye (rh.a) Rububiyette şirki ş&ouml;yle tarif eder</u>: Allah; h&uuml;k&uuml;mran ve m&uuml;debbirdir. Veren ve alan O&rsquo;dur. Zarar ve fayda veren O&rsquo;dur. Al&ccedil;altan ve y&uuml;celten O&rsquo;dur. Keza her t&uuml;rl&uuml; eksiklikten m&uuml;nezzeh olan ancak Rabdir (c.c). Her kim veren ve alanın, zarar ve fayda verenin, y&uuml;kselten ve al&ccedil;altanın Allah&#39;tan (c.c) başkası olduğuna inanırsa Allah&#39;ın rububiyyetine şirk koşmuş olur. (Mecmu&rsquo;ul Fatava 1/92)</p> <p><strong><u>Bu şirk &ccedil;eşidini de kendi i&ccedil;inde ikiye ayırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r</u></strong><strong>:</strong></p> <p><strong><u>1-Şirki Ta&rsquo;til (<span dir="RTL">شرك التعطيل</span>) :</u></strong> Allah&rsquo;a (c.c) hemcins koşmaktır. Allah&rsquo;a (c.c) &ouml;zg&uuml; faaliyetleri başka varlıklara haml ederek, İcraatlerini s&ouml;z&uuml;m ona, atalete ve kesintiye uğratarak Allah&rsquo;ı (c.c) devre dışı bırakmak suretiyle başka varlığında bunları yapabileceğine inanmak. Binaenaleyh, bir şeyi Allah&rsquo;a (c.c) denk tutup hem onun hem de Allah&rsquo;ın emirlerini m&uuml;savi g&ouml;rerek, Allah&rsquo;ı (c.c) devre dışı bırakıp ona ibadet etmektir. Bu şirkin en k&ouml;t&uuml;s&uuml;d&uuml;r. Buna misal Hz. Musa ve kardeşi Hz. Davut&rsquo;un Firavuna gittiklerinde Firavunun onlara: <strong><span dir="RTL">قَالَ فِرْعَوْنُ وَمَا رَبُّ الْعَالَم۪ينَ</span></strong> &nbsp;&nbsp;<strong>&ldquo; Bu &acirc;lemlerin Rabbi de kim oluyor?&rdquo; </strong>(Şuara 23).</p> <p>&nbsp;Bu soru ile &Acirc;lemlerin Rabbinin mahiyetini sormuş oluyor. Bir şeyin mahiyeti ise benzerleri ile beraber ortak oldukları genel ger&ccedil;ektir. Filanın mahiyeti nedir? Denildiği zaman ona ortaklarıyla beraber ne denir? Nevi veya cinsi nedir? Denilmiş olur. H&acirc;lbuki Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;nın ortağı, &ouml;rneği, benzeri imk&acirc;nsız olduğundan ona nitelik diye bir şey d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. (E. H. Yazır)</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu şirkide kendi i&ccedil;inde sınıflandırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r:</p> <p>a- Alem&rsquo;in ezeli ve ebedi olduğunu iddia etmek suretiyle, yaratılanı yaratıcısı ve sani&icirc; olan Allah&rsquo;tan (c.c) koparmak ve Allah&rsquo;ın (c.c) icraatını atıl ve devre dışı bırakmayı akıllarınca savunmaktır. Binaenaleyh k&acirc;inatta vukubulan hadiseleri de esbaplara bağlamak suretiyle k&acirc;inatın halikini ink&acirc;r etmektir.</p> <p>b) Allah&rsquo;ın esmasını, evsafını ve efalini devre dışı bırakmak suretiyle mukaddes kemalinden koparmaktır. Risalet&rsquo;in Resullere inzalini ink&acirc;r etmek, Kaderi ink&acirc;r etmek, Allah&rsquo;ın helal kıldığını haram saymak ve haram kıldığını helal kılmak gibi icraatlar bu şirke girer.</p> <p>c) Tevhidin hakikatı olan ve kulun yapması icap eden muamelelerin inkitaya uğratılıp devre dışı bırakılmasıdır. (İbn-i Kayyim, El-Cevab el-Kafi&hellip;, &ldquo;Şirkul-Vesateti&rdquo; Başlığı atında)&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>2-Şirki Endad (<span dir="RTL">شرك الأنداد </span>) (Allah&rsquo;ın peşisıra başka ilahlar edinmek): </strong>Şirki Endad&rsquo;ta Ta&rsquo;til (muattal, atıl, devre dışı) yoktur. Ancak; Allah&rsquo;ın (c.c) yanında, O&rsquo;nunla beraber başka ilahların da olduğunu iddia edilen bir şirk &ccedil;eşididir. Bu hususta Kur&rsquo;an-ı kerimde bulunan onlarca ayetten birka&ccedil; &ouml;rnek verecek olursak: <strong><span dir="RTL">وَجَعَلُوا لِلَّهِ أَنْدَاداً لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِهِ قُلْ تَمَتَّعُوا فَإِنَّ مَصِيرَكُمْ إِلَى النَّارِ </span>&quot;İnsanları Allah&rsquo;ın yolundan saptırmak i&ccedil;in birtakım ortaklar uydurdular. (Ey Peygamber! Onlara) de ki: Siz, (d&uuml;nya hayatından) yararlanın bakalım, nasılsa sonunda varacağınız yer, ateştir!&rdquo; </strong>( İbrahim 30 ). Başka bir Ayet-ı kerimde: <strong><span dir="RTL">الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ فِرَاشاً وَالسَّمَاءَ بِنَاءً وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقاً لَكُمْ فَلا تَجْعَلُوا لِلَّهِ أَنْدَاداً وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ </span>&quot;Yery&uuml;z&uuml;n&uuml; sizler i&ccedil;in d&ouml;şek, g&ouml;ky&uuml;z&uuml;n&uuml; de sağlam bir bina şeklinde yaratan, bulutlardan yağmur yağdırıp meyve ve bitkileri sizlere rızık olarak veren O&rsquo;dur. O halde, bilerek O&rsquo;na hi&ccedil; kimseyi denk tutmayın</strong>.&rdquo; ( Bakara 22 ). Veya Fussilet suresinin 37. Ayetinde olduğu gibi: <strong><span dir="RTL">وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ إِنْ كُنْتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ </span>&ldquo;Gece ve g&uuml;nd&uuml;z, g&uuml;neş ve ay O&#39;nun ayetlerindendir. Eğer Allah&#39;a ibadet (kulluk) etmek istiyorsanız, g&uuml;neşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah&#39;a secde edin!&rdquo; </strong>(Fussilet 37).</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yani Allah (c.c) b&uuml;t&uuml;n mevcudatın yeg&acirc;ne sebebi ve kaynağıdır. Var olan her şey, O&#39;nun yaratıcı g&uuml;c&uuml;n&uuml;n olağan&uuml;st&uuml; bir işaretidir. Bu nedenle, yaratılmış herhangi bir şeye (bu ister somut bir tabiat olayı, ister soyut bir tabiat g&uuml;c&uuml;, ister bir durumlar manzumesi veya bir fikir demeti olsun) ger&ccedil;ek bir g&uuml;&ccedil; ve etki yakıştırmak, dolayısıyla bu g&uuml;&ccedil;leri o varlık ve vakıaların yaratıcısına ortak kılmak mantıksız olduğu kadar k&uuml;f&uuml;r ve zul&uuml;md&uuml;r. Zira Allah&rsquo;ın (c.c) Ayetleri ile Allah&rsquo;a ortak koşmaktır. Dolayısıyla Allah&#39;tan başka şeylere ya da kimselere; zenginlik, n&uuml;fuz, itibar, mevki, makam, g&uuml;&ccedil; gibi sebeplerden dolayı, ilah&icirc; g&uuml;&ccedil; ya da nitelikler yakıştırmak, şirkin tezah&uuml;r&uuml;ne meydan verebilir. Oysa ger&ccedil;ek tevhit inancı; t&uuml;m hadiselerin Allah&rsquo;ın (c.c) ilmi ve rızası dışında vukubulamayacağı, bu kabil haric&icirc; sebep ve vasıtaların da S&uuml;nnetullah&rsquo;a tabi olduğu ve Allah&#39;tan (c.c) başka olaylara y&ouml;n veren ger&ccedil;ek hi&ccedil;bir g&uuml;c&uuml;n mevcut olmadığına tam olarak kanaat getirmesini gerektirmektedir. Şu Ayet-i kerimedede zikredildiği gibi;</p> <p><strong><span dir="RTL">اَلَّذ۪ينَ&nbsp;يَتَّخِذُونَ&nbsp;الْكَافِر۪ينَ&nbsp;اَوْلِيَٓاءَ&nbsp;مِنْ&nbsp;دُونِ&nbsp;الْمُؤْمِن۪ينَۜ&nbsp;اَيَبْتَغُونَ&nbsp;عِنْدَهُمُالْعِزَّةَ&nbsp;فَاِنَّ&nbsp;الْعِزَّةَ&nbsp;لِلّٰهِ&nbsp;جَم۪يعً</span></strong> <strong>&ldquo;Onlar ki M&uuml;&rsquo;minleri bırakıp da k&acirc;firleri veli (dost) edinenler, şeref ve itibarı onların yanında mı arıyorlar? İyi bilin ki şeref ve itibar b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle Allah&rsquo;a aittir.</strong></p> <p>&nbsp;</p> <p>Mevzu ile alakalı bir Hadis-i şerifte de ş&ouml;yle buyurulmaktadır:&nbsp; <span dir="RTL">عن ابن مسعود قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول<strong>: <em>((من مات يشرك بالله شيئاً دخل النار</em></strong></span> <strong><em><span dir="RTL">وَمَنْ مَاتَ وَهْوَ لاَ يَدْعُو لِلَّهِ نِدًّا دَخَلَ الْجَنَّةَ ))</span></em></strong> <span dir="RTL">رواه البخاري ومسلم</span>&nbsp; İbni Mesut Resulullah&rsquo;ın ş&ouml;yle dediği naklaedilir: <strong><em>&quot;Her kim, Allah&#39;a herhangi bir şeyi eş koşar bir halde &ouml;l&uuml;rse, cehenneme girer. Her kim de Allah dışında bir varlığı &ccedil;ağırıp yakarmaz bir halde &ouml;l&uuml;rse, cennete girer.&quot; </em></strong>( Buh&acirc;r&icirc;, Hds. No: 4497; M&uuml;slim, Hds. No: 92 )</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu şirk &ccedil;eşidini de kendi i&ccedil;inde sınıflandırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bunlardan birka&ccedil; &ouml;rnekle iktifa edelim:</p> <p>a) Hıristiyanların Şirki: Hıristiyanların teslis inancında olduğu gibi, Hz. İsa&rsquo;yı ve Annesini ilah kılmaktır. Mevzu ile alakalı Ayet-i kerime ş&ouml;yle buyurmaktadır: <span dir="RTL">قَالُٓوا <strong>لَقَدْ كَفَرَ الَّذ۪ينَ اِنَّ اللّٰهَ ثَالِثُ ثَلٰثَةٍۢ وَمَا مِنْ اِلٰهٍ اِلَّٓا اِلٰهٌ وَاحِدٌۜ وَاِنْ لَمْ يَنْتَهُوا عَمَّا يَقُولُونَ لَيَمَسَّنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ اَل۪يم</strong> </span><strong>&ldquo;Ger&ccedil;ekten, Tek Allah&#39;tan başka hi&ccedil;bir ilah olmadığını g&ouml;rd&uuml;kleri halde &ldquo;Bakın, Allah &uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml;d&uuml;r&rdquo; diyenler, hakikati ink&acirc;r etmiş olurlar. Ve onlar bu iddialarından vazge&ccedil;medik&ccedil;e, hakikati ink&acirc;r eden bu gibilerin başına şiddetli bir azap gelecektir.&rdquo;</strong> (Maide 73).</p> <p>b) Yahudilerin Şirki: Şu Ayet-i kerimede zikredildiği gibi Yahudiler de, Hıristiyanlar gibi, nasıl Hz. İsa&rsquo;nın Allah&rsquo;ın oğludur iddiasında bulunuyorlarsa, Yahudilerde Uzeyr&rsquo;in Allah&rsquo;ın olduğunu iddia ediyorlar: <strong><span dir="RTL">وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌۨ ابْنُ اللّٰهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَس۪يحُ ابْنُ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ قَوْلُهُمْ بِاَفْوَاهِهِمْۚ يُضَاهِؤُ۫نَ قَوْلَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ </span>&ldquo;Yahudiler, &quot;Uzeyir Allah&#39;ın oğlu&quot; dediler, Hıristiyanlar da &quot;Mesih Allah&#39;ın oğlu&quot;, dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları s&ouml;zlerdir. Daha &ouml;nce ink&acirc;ra sapmış olanların s&ouml;zlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!&rdquo; </strong>(Tevbe 30)</p> <p>Yahudilerin, &Uuml;zeyir&#39;e &ldquo;Allahın oğludur&rdquo; demelerinin sebebi hususnu İbn Abbas (r.a) ş&ouml;yle rivayet etmektedir: &quot;Yahudiler Tevrat&#39;a aldırmadılar ve hak olmayan şeylere g&ouml;re amel ettiler. Bunun &uuml;zerine Allah Te&acirc;l&acirc; da onlara Tevrat&#39;ı unutturdu ve onu, onların hafızalarından sildi. Salih bir zat olan <u>&Uuml;zeyir</u> Allah&#39;a dua edip yalvararak, Tevrat&rsquo;ın tekrar Yahudilere g&ouml;nderilmesine dair niyazlarda bulundu. B&ouml;ylece, Tevrat Hz. Uzetir&rsquo;in kalbine ve hafızasına yeniden d&ouml;nd&uuml;. O, bununla kavmini inz&acirc;r etmeye başladı. Yahudiler Uzeyr&#39;i denediler ve onun samimi ve emin olduğunu g&ouml;rd&uuml;ler. Bunun &uuml;zerine, &quot;Bu iş, ancak Allah&#39;ın oğlu olduğu i&ccedil;in Uzeyir&#39;e m&uuml;yesser oldu&quot; dediler. (Taberi ve F. Razi Tfsr. Tevbe 30).</p> <p>c) Firavun&rsquo;un Şirki: Firavun&rsquo;un etrafındakilere: <strong><span dir="RTL">قَالَ فِرْعَوْنُ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَاُ مَا عَلِمْتُ لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْر۪يۚ </span>&ldquo;Ey ileri gelenler! Benden başka bir mabudunuz olduğunu bilmiyorum dedi.</strong> (Kasas 38)</p> <p>d) Ay&rsquo;a, G&uuml;neş&rsquo;e, Yıldızl&rsquo;lara, Ateş&rsquo;e ve benzer varlıklara ibadet etmekte bu şirk &ccedil;eşidine girer.&nbsp; (DEVAM EDECEK İNŞA-ALLAH)</p> <p>&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2019 - Cumartesi

KUR’AN VE HADİS IŞIĞINDA DÜNYA HAYATI (17)

<p><strong><u>Şirkin &ccedil;eşitleri:</u></strong> Ulemanın Kur&#39;an ve s&uuml;nnetten &ccedil;ıkardıkları deliller, Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;ya ortak koşmanın ve O&#39;na ortak edinmenin, kişiyi kimi zaman dinden &ccedil;ıkardığına, kimi zaman da dinden &ccedil;ıkarmayıp b&uuml;y&uuml;k g&uuml;nahlara maruz bırakıldığına del&acirc;let etmektedir. Bu sebeple İsl&acirc;m &acirc;limleri şirki, b&uuml;y&uuml;k şirk, k&uuml;&ccedil;&uuml;k şirk ve gizli şirk olmak &uuml;zere esas itibarıyla &uuml;&ccedil; kategoriye ayırmışlardır.</p> <p>A) B&uuml;y&uuml;k Şirk,</p> <p>B) K&uuml;&ccedil;&uuml;k Şirk,</p> <p>C) Gizli Şirk.</p> <p>Bu tasnifi ayrı ayrı izah etmeye &ccedil;alışalım.</p> <p><strong><u>A-B&uuml;y&uuml;k Şirk:</u></strong> Allah&rsquo;ın Zatı, Sıfatı, Esması ve ef&rsquo;alı ile alakalı şirktir. Allah&rsquo;tan başka bir varlığa Allah&rsquo;a ibadet edercesine ibadet etmek, O&rsquo;nu &ouml;vercesine &ouml;vmek, darlık ve sıkıntı zamanında Allah&rsquo;tan yardım dilermiş gibi ondan yardım dilemek gibi ancak takdiri Allah&rsquo;a (c.c) mahsus olan bu &ouml;zelliklerle onu y&uuml;celtmektir.</p> <p>İtikad&rsquo;tan Misal verecek olursak: Başka bir varlığı Allah (c.c) gibi ibadete m&uuml;stahak kılmak,</p> <p>Amel&rsquo;den Misal verecek olursak: Allah (c.c) dışında başka varlıklar adına kurban kesmek,</p> <p>&nbsp;Akval&rsquo;dan Misal verecek olursak: Allah&rsquo;tan başkasına duada bulunmak gibi fiiller şirktir ve bu şirki işleyen dinden &ccedil;ıkar. Bu şirki işleyen şu Ayet-i kerimelerde de belirtildiği gibi d&ouml;rt felakete maruz kalır:</p> <p>1- &nbsp;<strong><span dir="RTL">لئن أشركت ليحبطن عملك</span></strong> (Zumer 65)&nbsp; &ldquo;<strong>b&uuml;t&uuml;n ameli heba olur</strong>&rdquo;.</p> <p>2-Tevbe etmediği takdirde, (c.c) <strong><span dir="RTL">إن الله لا يغفر أن يشرك به</span></strong> (Nisa 48) &ldquo;<strong>Allah (c.c) onu affetmez</strong>&rdquo;, Dolayısıyla dinden &ccedil;ıkmış olur ve</p> <p>3- <strong><span dir="RTL">إنه من يشرك بالله فقد حرم الله عليه الجنة</span></strong> &nbsp;(Maide 72) <strong>&ldquo;kendisine Cennet haram kılınır&rdquo;.</strong></p> <p>4- Ve neticede;&nbsp; <strong><span dir="RTL">إن الشرك لظلم عظيم </span></strong>(Lokman 13) <strong>&ldquo;şirk bir kimsenin nefsine yapmış en b&uuml;y&uuml;k zul&uuml;md&uuml;r.&rdquo;</strong></p> <p>B&ouml;yle bir m&uuml;şrik; varis olamaz, veraset bırakamaz, kalan malı beytulmala aktarılır. &Ouml;l&uuml;nce namazı kılınmaz. M&uuml;sl&uuml;man mezarlığına defnedilmez.</p> <p>İbn-i Mes&rsquo;ud (r.a)&rsquo;ın rivayet ettiğine g&ouml;re, Resul&uuml;llah (s.a.v) ş&ouml;yle buyurmuşlardır:&nbsp; <strong><em><span dir="RTL">من مات وهو يدعو من دون الله نداً دخل النار </span>&ldquo;Allah&rsquo;a ortak koşupta &ouml;len kimse ateştedir.&rdquo; </em></strong>(Buhari 4497).</p> <p>Keza, Cabir (r.a)&rsquo;dan rivayetle Resul&uuml;llah (s.a.v) ş&ouml;yle buyurmuşlardır: <strong><em><span dir="RTL">من لقي الله لا يشرك به شيئاً دخل الجنة، ومن لقيه يشرك به شيئاً دخل النار </span>&ldquo;Allah&rsquo;a ortak koşmadan Allah&rsquo;a kavuşan kimse Cennet&rsquo;e girmiştir. Lakin O&rsquo;na herhangi bir şeyi ortak koşmuşsa, o ateştedir.&rdquo; </em></strong>(M&uuml;slim 93).</p> <p><strong><u>B&uuml;y&uuml;k şirkin kısımları da şunlardır</u></strong>:</p> <p><strong>a-Rububiyet&rsquo;te yapılan şirk:</strong> Cenab-ı Hakk&#39;ın; her zaman her yerde her mahluka muhta&ccedil; olduğu şeyleri vermesinde, terbiye ve tedbir etmesinde ve malikiyeti ve besleyiciliği keyfiyetinde yapılan şirktir. Yani Allah&rsquo;ın (c.c) k&acirc;inat &uuml;st&uuml;ndeki yeg&acirc;ne ve tek otoritesinde, mutlak tasarruf ve idaresinde, icad ve icraatlarda, diriltme ve &ouml;ld&uuml;rmede, hayrın tecellisi ve şerrin definde ve buna benzer rububiyete talluk eden hususlarda veya gayba vukufiyyet, azamet ve Kibriya gibi isim ve sıfatları gereği itikada halel getirecek hususlarda Allah&rsquo;a (c.c) ortak koşmak veya direkt sebeplere bağlamak suretiyle, Allah&rsquo;ın (c.c) yerine başka varlıkları ikame etmektir.&nbsp;&nbsp;&nbsp;</p> <p>Misal: meyvenin oluşumunu yalnızca meyve ağacına veya yağmurun yağmasını yalnızca bulutlara ve keza depremin olmasını yalnızca fay hatlarına dayandırmak gibi Allah&rsquo;ın tasarruf ve idaresini yok sayarak O&rsquo;na ortak koşmaktır. H&acirc;lbuki şu Ayet-i kerimede belirtildiği gibi: <strong><span dir="RTL">وَمَا بِكُمْ مِنْ نِعْمَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ </span>&ldquo;Size ulaşan her nimet Allah&rsquo;tandır.&rdquo; </strong>(Nahl 53). Keza; <strong><span dir="RTL">مَا اَصَابَ مِنْ مُصٖيبَةٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ </span>&ldquo;Allah&#39;ın izni olmadan da hi&ccedil;bir musibet başa gelmez&rdquo; </strong>(Teğabun 11)</p> <p>Başka bir Ayet-i kerimede: <strong><span dir="RTL">مَا يَفْتَحِ اللّٰهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَاۚ وَمَا يُمْسِكْۙ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِه۪ۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يم</span></strong> <strong>&ldquo;Allah&#39;ın insanlar i&ccedil;in a&ccedil;acağı rahmet kapısını kimse kapatamaz ve O&#39;nun kapattığını da kimse a&ccedil;amaz: &Ccedil;&uuml;nk&uuml; O, kudret ve hikmet Sahibidir.&rdquo; </strong>(Fatır 2).</p> <p>Keza Zumer suresinin 38. Ayetinde: <strong><span dir="RTL">قُلْ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَنِيَ اللّٰهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّه۪ٓ اَوْ اَرَادَن۪ي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِه۪ۜ قُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُو</span></strong><strong><span dir="RTL">ن</span></strong> <strong>&ldquo;De ki: &ldquo;Allah&#39;ı bırakıp taptıklarınıza bakarmısnız? Eğer Allah bana bir zarar vermek istese, bu taptıklarınız O&#39;nun vereceği zararı &ouml;nleyebilirler mi? Yahut bana rahmet dilese O&#39;nun rahmetini benden esirgeyebilirler mi?&rdquo; De ki: &ldquo;Allah bana yeter! O&#39;na g&uuml;ven duyanlar O&rsquo;na tevekk&uuml;l ederler.&rdquo; </strong>(Zumer 38).</p> <p>Gene bir diğer Ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk (c.c) ş&ouml;yle buyurmaktadır: <strong><span dir="RTL">قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ </span>&ldquo;De ki: &ldquo;G&ouml;klerde ve yerde Allah&#39;dan başka kimse gaybı bilmez.&rdquo; </strong>(Neml 65).</p> <p><u>İbni Teymiye (rh.a) Rububiyette şirki ş&ouml;yle tarif eder</u>: Allah; h&uuml;k&uuml;mran ve m&uuml;debbirdir. Veren ve alan O&rsquo;dur. Zarar ve fayda veren O&rsquo;dur. Al&ccedil;altan ve y&uuml;celten O&rsquo;dur. Keza her t&uuml;rl&uuml; eksiklikten m&uuml;nezzeh olan ancak Rabdir (c.c). Her kim veren ve alanın, zarar ve fayda verenin, y&uuml;kselten ve al&ccedil;altanın Allah&#39;tan (c.c) başkası olduğuna inanırsa Allah&#39;ın rububiyyetine şirk koşmuş olur. (Mecmu&rsquo;ul Fatava 1/92)</p> <p><strong><u>Bu şirk &ccedil;eşidini de kendi i&ccedil;inde ikiye ayırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r</u></strong><strong>:</strong></p> <p><strong><u>1-Şirki Ta&rsquo;til (<span dir="RTL">شرك التعطيل</span>) :</u></strong> Allah&rsquo;a (c.c) hemcins koşmaktır. Allah&rsquo;a (c.c) &ouml;zg&uuml; faaliyetleri başka varlıklara haml ederek, İcraatlerini s&ouml;z&uuml;m ona, atalete ve kesintiye uğratarak Allah&rsquo;ı (c.c) devre dışı bırakmak suretiyle başka varlığında bunları yapabileceğine inanmak. Binaenaleyh, bir şeyi Allah&rsquo;a (c.c) denk tutup hem onun hem de Allah&rsquo;ın emirlerini m&uuml;savi g&ouml;rerek, Allah&rsquo;ı (c.c) devre dışı bırakıp ona ibadet etmektir. Bu şirkin en k&ouml;t&uuml;s&uuml;d&uuml;r. Buna misal Hz. Musa ve kardeşi Hz. Davut&rsquo;un Firavuna gittiklerinde Firavunun onlara: <strong><span dir="RTL">قَالَ فِرْعَوْنُ وَمَا رَبُّ الْعَالَم۪ينَ</span></strong> &nbsp;&nbsp;<strong>&ldquo; Bu &acirc;lemlerin Rabbi de kim oluyor?&rdquo; </strong>(Şuara 23).</p> <p>&nbsp;Bu soru ile &Acirc;lemlerin Rabbinin mahiyetini sormuş oluyor. Bir şeyin mahiyeti ise benzerleri ile beraber ortak oldukları genel ger&ccedil;ektir. Filanın mahiyeti nedir? Denildiği zaman ona ortaklarıyla beraber ne denir? Nevi veya cinsi nedir? Denilmiş olur. H&acirc;lbuki Allah Te&acirc;l&acirc;&#39;nın ortağı, &ouml;rneği, benzeri imk&acirc;nsız olduğundan ona nitelik diye bir şey d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemez. (E. H. Yazır)</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu şirkide kendi i&ccedil;inde sınıflandırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r:</p> <p>a- Alem&rsquo;in ezeli ve ebedi olduğunu iddia etmek suretiyle, yaratılanı yaratıcısı ve sani&icirc; olan Allah&rsquo;tan (c.c) koparmak ve Allah&rsquo;ın (c.c) icraatını atıl ve devre dışı bırakmayı akıllarınca savunmaktır. Binaenaleyh k&acirc;inatta vukubulan hadiseleri de esbaplara bağlamak suretiyle k&acirc;inatın halikini ink&acirc;r etmektir.</p> <p>b) Allah&rsquo;ın esmasını, evsafını ve efalini devre dışı bırakmak suretiyle mukaddes kemalinden koparmaktır. Risalet&rsquo;in Resullere inzalini ink&acirc;r etmek, Kaderi ink&acirc;r etmek, Allah&rsquo;ın helal kıldığını haram saymak ve haram kıldığını helal kılmak gibi icraatlar bu şirke girer.</p> <p>c) Tevhidin hakikatı olan ve kulun yapması icap eden muamelelerin inkitaya uğratılıp devre dışı bırakılmasıdır. (İbn-i Kayyim, El-Cevab el-Kafi&hellip;, &ldquo;Şirkul-Vesateti&rdquo; Başlığı atında)&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p><strong>2-Şirki Endad (<span dir="RTL">شرك الأنداد </span>) (Allah&rsquo;ın peşisıra başka ilahlar edinmek): </strong>Şirki Endad&rsquo;ta Ta&rsquo;til (muattal, atıl, devre dışı) yoktur. Ancak; Allah&rsquo;ın (c.c) yanında, O&rsquo;nunla beraber başka ilahların da olduğunu iddia edilen bir şirk &ccedil;eşididir. Bu hususta Kur&rsquo;an-ı kerimde bulunan onlarca ayetten birka&ccedil; &ouml;rnek verecek olursak: <strong><span dir="RTL">وَجَعَلُوا لِلَّهِ أَنْدَاداً لِيُضِلُّوا عَنْ سَبِيلِهِ قُلْ تَمَتَّعُوا فَإِنَّ مَصِيرَكُمْ إِلَى النَّارِ </span>&quot;İnsanları Allah&rsquo;ın yolundan saptırmak i&ccedil;in birtakım ortaklar uydurdular. (Ey Peygamber! Onlara) de ki: Siz, (d&uuml;nya hayatından) yararlanın bakalım, nasılsa sonunda varacağınız yer, ateştir!&rdquo; </strong>( İbrahim 30 ). Başka bir Ayet-ı kerimde: <strong><span dir="RTL">الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ فِرَاشاً وَالسَّمَاءَ بِنَاءً وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقاً لَكُمْ فَلا تَجْعَلُوا لِلَّهِ أَنْدَاداً وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ </span>&quot;Yery&uuml;z&uuml;n&uuml; sizler i&ccedil;in d&ouml;şek, g&ouml;ky&uuml;z&uuml;n&uuml; de sağlam bir bina şeklinde yaratan, bulutlardan yağmur yağdırıp meyve ve bitkileri sizlere rızık olarak veren O&rsquo;dur. O halde, bilerek O&rsquo;na hi&ccedil; kimseyi denk tutmayın</strong>.&rdquo; ( Bakara 22 ). Veya Fussilet suresinin 37. Ayetinde olduğu gibi: <strong><span dir="RTL">وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ إِنْ كُنْتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ </span>&ldquo;Gece ve g&uuml;nd&uuml;z, g&uuml;neş ve ay O&#39;nun ayetlerindendir. Eğer Allah&#39;a ibadet (kulluk) etmek istiyorsanız, g&uuml;neşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah&#39;a secde edin!&rdquo; </strong>(Fussilet 37).</p> <p>&nbsp;</p> <p>Yani Allah (c.c) b&uuml;t&uuml;n mevcudatın yeg&acirc;ne sebebi ve kaynağıdır. Var olan her şey, O&#39;nun yaratıcı g&uuml;c&uuml;n&uuml;n olağan&uuml;st&uuml; bir işaretidir. Bu nedenle, yaratılmış herhangi bir şeye (bu ister somut bir tabiat olayı, ister soyut bir tabiat g&uuml;c&uuml;, ister bir durumlar manzumesi veya bir fikir demeti olsun) ger&ccedil;ek bir g&uuml;&ccedil; ve etki yakıştırmak, dolayısıyla bu g&uuml;&ccedil;leri o varlık ve vakıaların yaratıcısına ortak kılmak mantıksız olduğu kadar k&uuml;f&uuml;r ve zul&uuml;md&uuml;r. Zira Allah&rsquo;ın (c.c) Ayetleri ile Allah&rsquo;a ortak koşmaktır. Dolayısıyla Allah&#39;tan başka şeylere ya da kimselere; zenginlik, n&uuml;fuz, itibar, mevki, makam, g&uuml;&ccedil; gibi sebeplerden dolayı, ilah&icirc; g&uuml;&ccedil; ya da nitelikler yakıştırmak, şirkin tezah&uuml;r&uuml;ne meydan verebilir. Oysa ger&ccedil;ek tevhit inancı; t&uuml;m hadiselerin Allah&rsquo;ın (c.c) ilmi ve rızası dışında vukubulamayacağı, bu kabil haric&icirc; sebep ve vasıtaların da S&uuml;nnetullah&rsquo;a tabi olduğu ve Allah&#39;tan (c.c) başka olaylara y&ouml;n veren ger&ccedil;ek hi&ccedil;bir g&uuml;c&uuml;n mevcut olmadığına tam olarak kanaat getirmesini gerektirmektedir. Şu Ayet-i kerimedede zikredildiği gibi;</p> <p><strong><span dir="RTL">اَلَّذ۪ينَ&nbsp;يَتَّخِذُونَ&nbsp;الْكَافِر۪ينَ&nbsp;اَوْلِيَٓاءَ&nbsp;مِنْ&nbsp;دُونِ&nbsp;الْمُؤْمِن۪ينَۜ&nbsp;اَيَبْتَغُونَ&nbsp;عِنْدَهُمُالْعِزَّةَ&nbsp;فَاِنَّ&nbsp;الْعِزَّةَ&nbsp;لِلّٰهِ&nbsp;جَم۪يعً</span></strong> <strong>&ldquo;Onlar ki M&uuml;&rsquo;minleri bırakıp da k&acirc;firleri veli (dost) edinenler, şeref ve itibarı onların yanında mı arıyorlar? İyi bilin ki şeref ve itibar b&uuml;t&uuml;n&uuml;yle Allah&rsquo;a aittir.</strong></p> <p>&nbsp;</p> <p>Mevzu ile alakalı bir Hadis-i şerifte de ş&ouml;yle buyurulmaktadır:&nbsp; <span dir="RTL">عن ابن مسعود قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول<strong>: <em>((من مات يشرك بالله شيئاً دخل النار</em></strong></span> <strong><em><span dir="RTL">وَمَنْ مَاتَ وَهْوَ لاَ يَدْعُو لِلَّهِ نِدًّا دَخَلَ الْجَنَّةَ ))</span></em></strong> <span dir="RTL">رواه البخاري ومسلم</span>&nbsp; İbni Mesut Resulullah&rsquo;ın ş&ouml;yle dediği naklaedilir: <strong><em>&quot;Her kim, Allah&#39;a herhangi bir şeyi eş koşar bir halde &ouml;l&uuml;rse, cehenneme girer. Her kim de Allah dışında bir varlığı &ccedil;ağırıp yakarmaz bir halde &ouml;l&uuml;rse, cennete girer.&quot; </em></strong>( Buh&acirc;r&icirc;, Hds. No: 4497; M&uuml;slim, Hds. No: 92 )</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bu şirk &ccedil;eşidini de kendi i&ccedil;inde sınıflandırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bunlardan birka&ccedil; &ouml;rnekle iktifa edelim:</p> <p>a) Hıristiyanların Şirki: Hıristiyanların teslis inancında olduğu gibi, Hz. İsa&rsquo;yı ve Annesini ilah kılmaktır. Mevzu ile alakalı Ayet-i kerime ş&ouml;yle buyurmaktadır: <span dir="RTL">قَالُٓوا <strong>لَقَدْ كَفَرَ الَّذ۪ينَ اِنَّ اللّٰهَ ثَالِثُ ثَلٰثَةٍۢ وَمَا مِنْ اِلٰهٍ اِلَّٓا اِلٰهٌ وَاحِدٌۜ وَاِنْ لَمْ يَنْتَهُوا عَمَّا يَقُولُونَ لَيَمَسَّنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابٌ اَل۪يم</strong> </span><strong>&ldquo;Ger&ccedil;ekten, Tek Allah&#39;tan başka hi&ccedil;bir ilah olmadığını g&ouml;rd&uuml;kleri halde &ldquo;Bakın, Allah &uuml;&ccedil;l&uuml;n&uuml;n &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml;d&uuml;r&rdquo; diyenler, hakikati ink&acirc;r etmiş olurlar. Ve onlar bu iddialarından vazge&ccedil;medik&ccedil;e, hakikati ink&acirc;r eden bu gibilerin başına şiddetli bir azap gelecektir.&rdquo;</strong> (Maide 73).</p> <p>b) Yahudilerin Şirki: Şu Ayet-i kerimede zikredildiği gibi Yahudiler de, Hıristiyanlar gibi, nasıl Hz. İsa&rsquo;nın Allah&rsquo;ın oğludur iddiasında bulunuyorlarsa, Yahudilerde Uzeyr&rsquo;in Allah&rsquo;ın olduğunu iddia ediyorlar: <strong><span dir="RTL">وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌۨ ابْنُ اللّٰهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَس۪يحُ ابْنُ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ قَوْلُهُمْ بِاَفْوَاهِهِمْۚ يُضَاهِؤُ۫نَ قَوْلَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُۜ قَاتَلَهُمُ اللّٰهُۘ اَنّٰى يُؤْفَكُونَ </span>&ldquo;Yahudiler, &quot;Uzeyir Allah&#39;ın oğlu&quot; dediler, Hıristiyanlar da &quot;Mesih Allah&#39;ın oğlu&quot;, dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları s&ouml;zlerdir. Daha &ouml;nce ink&acirc;ra sapmış olanların s&ouml;zlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!&rdquo; </strong>(Tevbe 30)</p> <p>Yahudilerin, &Uuml;zeyir&#39;e &ldquo;Allahın oğludur&rdquo; demelerinin sebebi hususnu İbn Abbas (r.a) ş&ouml;yle rivayet etmektedir: &quot;Yahudiler Tevrat&#39;a aldırmadılar ve hak olmayan şeylere g&ouml;re amel ettiler. Bunun &uuml;zerine Allah Te&acirc;l&acirc; da onlara Tevrat&#39;ı unutturdu ve onu, onların hafızalarından sildi. Salih bir zat olan <u>&Uuml;zeyir</u> Allah&#39;a dua edip yalvararak, Tevrat&rsquo;ın tekrar Yahudilere g&ouml;nderilmesine dair niyazlarda bulundu. B&ouml;ylece, Tevrat Hz. Uzetir&rsquo;in kalbine ve hafızasına yeniden d&ouml;nd&uuml;. O, bununla kavmini inz&acirc;r etmeye başladı. Yahudiler Uzeyr&#39;i denediler ve onun samimi ve emin olduğunu g&ouml;rd&uuml;ler. Bunun &uuml;zerine, &quot;Bu iş, ancak Allah&#39;ın oğlu olduğu i&ccedil;in Uzeyir&#39;e m&uuml;yesser oldu&quot; dediler. (Taberi ve F. Razi Tfsr. Tevbe 30).</p> <p>c) Firavun&rsquo;un Şirki: Firavun&rsquo;un etrafındakilere: <strong><span dir="RTL">قَالَ فِرْعَوْنُ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَاُ مَا عَلِمْتُ لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْر۪يۚ </span>&ldquo;Ey ileri gelenler! Benden başka bir mabudunuz olduğunu bilmiyorum dedi.</strong> (Kasas 38)</p> <p>d) Ay&rsquo;a, G&uuml;neş&rsquo;e, Yıldızl&rsquo;lara, Ateş&rsquo;e ve benzer varlıklara ibadet etmekte bu şirk &ccedil;eşidine girer.&nbsp; (DEVAM EDECEK İNŞA-ALLAH)</p> <p>&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.